Yargıçlar Sendikası Üyelerine Yapılan Saldırı Hakkında Basın Açıklaması

Yargıçlar Sendikası Üyelerine Yapılan Saldırı Hakkında Basın Açıklaması

28 Mayıs günü Gezi Parkı'nda uygulanmak istenen ve daha sonra mahkeme kararıyla iptal edilen bir projeye karşı çevre bilinciyle tamamıyla halk tarafından gerçekleştirilen protesto eylemlerine polisin hukuksuz ve bir o kadar orantısız şiddet içeren müdahelesinin ardından "tek tipleştirme"ye karşı yapılan "haysiyet mücadelesi" tüm ülkeye yayılmıştır. Yine polisin bu haysiyet mücadelesine hukuksuz müdahele etmesi ve orantısız şiddet uygulaması, hükümetin hakların savunulmasını olanaksız kılmaya yönelik politik söylem geliştirmesi sonucunda halk ve polis karşı karşıya getirilmiştir. Daha önce yaptığımız basın açıklamalarımızda uyarmamıza karşın siyasi iktidar gerginliği artırıcı davranışlarına devam etmiştir. Bunun sonucunda altı yurttaşımız yaşamını yitirmiş, onlarca yurttaşımız ciddi şekilde yaralanmış, gözünü kaybetmiştir. Yaralı yurttaşlarımızın bazıları halen yoğun bakımda yaşam mücadelesi vermektedir.

Bu bağlamda, polisin orantısız güç kullanmasını protesto etmek amacıyla Kennedy caddesinde toplanan, silahsız sadece tepkisini dile getiren halka karşı polis yine tomalarıyla karşı durmuş o akşam bazı milletvekillerinin halkın önüne barikat kurmuş olması nedeniyle millete değil ama vekiline zarar vermekten çekinerek ilk kez o gece müdahale edilmemiştir. Aynı gece Yargıçlar Sendikası Başkanı Sayın Ömer Faruk Eminağaoğlu da Kennedy caddesine gelmiş ve polise barışçıl protesto eylemlerine izin verilmesi gerekliliği, polisin çekilmesi halinde eylemlerin sorunsuz sonuçlanacağı, daha önce bunun tecrübe edildiği ve polisin asıl görevinin şiddet içermeyen protesto eylemlerinin yapılmasına olanak sağlaması zorunluluğunu hatırlatmıştır.

Gerçekten de polisin müdahale etmediği zamanlarda göstericilerin hiç bir zaman şiddet içeren davranışı olmamıştır.

Ancak, Yargıçlar Sendikası başkanı olan yargıç Ömer Faruk Eminağaoğlu hakkında eylemlerin barışçıl bir havada geçmesini istemesi nedeniyle Ankara polisinin düzenlediği bir tutanağa dayanarak ceza soruşturması başlatılmış ve savunması alınmıştır.

Bu arada, gezi olayları nedeniyle avukatlar da gözaltına alınmış ve bu göz altılarını protesto etmek amacıyla bazı avukatlar Çağlayan adliyesinde protesto gösterisi yapmışlar ve ne yazık ki bu meslektaşlarımız cüppeleri de olduğu halde yaka paça sürüklenerek gözaltına alınmışlardır.

Bu olaylar nedeniyle Yargıçlar Sendikasının kurucu Yönetim Kurulu üyesi yargıç Keskin Karakurt yargının olmazsa olmaz unsurlarından olan avukatların açıklanan şekilde gözaltına alınmalarının hukuksuz olduğunu açıklamıştır. Bu olayın üzerinden çok zaman geçmesinden sonra Yeni Akit Gazetesinde hedef gösterir şekilde yargıç Keskin Karakurt'un hukuka aykırı davrandığı şeklinde fakat çapulcu hakim nitelemesiyle haber yapılmış, ardından ise yargıç Keskin Karakurt'un destek çıktığı avukatların DHKP-C adında bir örgüt üyesi olduğu belirtilmiş ve bir avukat meslektaşımızın adı verilmiştir.

Ayrıca haberlerde Yargıç Keskin Karakurt hakkında HSYK'nın derhal gereğini yapması önerilmiştir.

Diğer yandan yine Sendika üyemiz yargıç Sevgi Övüç Gezi eylemlerine destek olduğunun manşetten haber yapılacağına dair tehdit edilmiş hakkında asılsız haberlere yer verilmiş, zor duruma düşürülmeye çalışılmıştır. Yargıç Sevgi Övüç’ün adliyedeki oda kapısının yerinden sökülerek odasının aranması vakıası da henüz çözülebilmiş değildir.

Görünen o ki siyasi iktidar, yandaş medyasıyla, polisiyle ve elindeki bütün kurum ve güçlerle kendisine muhalif gördüğü herkese saldırmakta, “madem ki ötekisin o zaman yok edilebilirsin” anlayışıyla soruşturmalar açarak, açmakla tehdit ederek baskı uygulamaktadır.

Her üç yargıcımız da daha önce baktıkları davalarda düşünce özgürlüğü, insan hakları ve demokrasi bağlamında kamuoyuna mal olmuş "Hrant Dink" ve "Festus Okey" davaları gibi davalarda kendilerini, yetkinliklerini kanıtlamış hukukçulardır.

Hal böyleyken Yeni Akit gazetesinin masumiyet karinesi, temel insan haklarının korunması ve saygı gösterilmesi gibi ilkeleri ihlal ederek hedef göstermek şeklindeki davranışını kınıyoruz.

Sonuç olarak; her iki yargıcımızın, Sendikamızın başkanı ve kurucu Yönetim Kurulu üyemizin hukuka, insan haklarına, özgürlüklere, bağımsızlığa, demokrasiye olan inancına güvenerek;

Temelde yargıç ve savcıların örgütlenme hakkının,

Toplumun adalete olan inancının,

Halkın hükümetin icraatlarına karşı koyabilmesinin,

Bu hakkın kullanılmasının güvence altına alınmasının,

Artık yargıçların siyasi iktidarın söylediklerini yerine getiren değil Avrupa Konseyinin de belirttiği gibi yaşama muhalif bakan insanlar olarak yetiştirilmesi gerekliliğinin,

Temel insan haklarının kullanılmasının güvencesinin yargıçlar olduğunun,

Yargıçların artık hukuksuzluklara karşı koyma ve bunu dillendirme ödevinin doğduğunun,

Yargıçların örgütlenme zorluğunun,

aşılması lüzumunun hatırlanmasını kamuoyu ile saygı ile paylaşıyoruz.

Yargıçlar Sendikası;

Tüm hukuksuzluklara karşı, hukuku, demokrasiyi, özgürlüğü, bağımsızlığı, tarafsızlığı, çoksesliliği, çoğulculuğu, barışı, barışçıl mücadeleyi sonsuza kadar savunacaktır.

Artık susma değil konuşma zamanı geldiğine inanmaktadır.

Yargıçlar hukuka olan bağlılıklarını açıklamaktan geri durmayacaktır.

HSYK’ya yargıç ve savcılara karşı siyasi iktidarın silahı olmadığını kanıtlama şansı doğmuştur.

Kamuoyuna saygı ile duyururuz.

YARGIÇLAR SENDİKASI