Yargıç Sevgi Övüç için Basın Açıklaması
Hâkim Sevgi ÖVÜÇ yalnız Değildir!
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bünyesinde “Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunun” kurulması ve bu Büronun kurulmasına ilişkin haberlerin, hukukçuların üye olduğu ve görüşlerini paylaştığı adalet.org isimli internet sitesinde yayınlanması üzerine, bu sitede yapılan tartışmalara katılan İstanbul Anadolu Adliyesi Hakimi Sevgi Övüç “17 Aralık hırsızlık ve yolsuzluklarının üzerini örtmek için 14 tane savcı biraz az değil mi?” şeklinde yazı yazarak görüşlerini açıklamıştır.
Bu açıklama üzerine her biri meslektaşımız olan dört Cumhuriyet savcısı, meslektaşları ve meslek büyükleri olan hâkim Sevgi Övüç'ün bu sözleri ile kendilerine hakaret ettiğini ileri sürerek şikayetçi olmuş, ifade özgürlüğünü kullanan bir hâkimin cezalandırılmasını ve dolasıyla meslekten ihracını talep etmişlerdir.
Bu başvuru üzerine soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, şikayetçileri Cumhuriyet savcısı, şüphelisi hakim olan dosya ile ilgili olarak 21/07/2014tarihinde suçun unsurları ile oluşmaması nedeniyle kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir.
Bu karardan sonra adliye tarihimizin belki de en hızlı; tebligat, itiraz, itirazın incelenmesi, karar verme ve kararı yazma süreci yaşanmış, sadece dört gün sonra 25/07/2014 tarihinde, İstanbul 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin verdiği karar ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar kaldırılmış, bu karar gereği hakim Sevgi ÖVÜÇ hakkında, kamu görevlisine hakaret suçundan kamu davası açılmıştır.
Bir Cumhuriyet savcısı tarafından açılan, dört Cumhuriyet savcısının şikayetçi, bir hâkimin sanık olduğu ve yine bir hâkim tarafından bakılacak davanın duruşması 28/11/2014 Cuma günü görülecektir.
Yargı mensuplarını, böyle bir konuma sokan süreç sorgulanmalıdır. Ülkede var olan kutuplaşmanın yargı mensupları arasında yer bulması dikkat ve endişe ile izlenmelidir.
Bir yargı mensubunun ifade özgürlüğünün olmadığı, bu kadar basit bir eleştirinin bile 1 yıldan 2 yıla kadar hapis cezası istemine yol açan bir ceza davasına konu olması endişe vericidir. Demokrasimizin geldiği yer ve gittiği yol bakımından üzücüdür.
Meslektaşımızın sözlerinin suç teşkil eden bir yanı olmadığını tüm hukukçular bilmektedir. Yaşanan süreç, bir hesaplaşma, gözdağı verme, haddini bildirme sürecidir.
Ancak unutulan şey, doğru bildikleri yolda yürüyenlerin, bu tür tehdit ve baskılarla yollarından dönmeyecekleridir.
Üstelik bu yolda yürüyen değerli meslektaşımız, Hakim Sevgi ÖVÜÇ yalnız değildir.
Onun arkasında hukukun üstünlüğünü savunan meslektaşları olarak bizler varız.
Onun arkasında yargının sivil toplum kuruluşları olan Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) ve Yargıçlar Sendikası var.
Onun arkasında, hukuku, adaleti, ifade özgürlüğünü savunan hukuk kurumları ve hukukçu meslektaşları var.
Onun arkasında laik, demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetinin sonsuza dek yaşamasını savunan halkımız var.
Onun arkasında ifade özgürlüğünün demokrasinin olmazsa olmazı olduğunu ortaya koyan onlarca Mahkeme içtihadı var.
Onun arkasında halkın, toplumun, bireylerin vicdanları var.