YARGI BAĞIMSIZLIĞINA İLİŞKİN GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİMİZ
Konu: Yargı Bağımsızlığına ilişkin Görüş ve Önerilerimiz,
Sayı: 002023/00150,
Genç Cumhuriyetimiz 100. yaşına ulaştı. Cumhuriyet Devrimiyle birlikte; ulusal egemenliğimizi kurmak ve sürdürmek için, büyük toplumsal dönüşümler yaşadık. Aynı zamanda, bir aydınlanma devrimi olan Cumhuriyet ile ulusumuz derin kültürel zenginliklerinin verdiği özgüvenle uygar toplumlar arasında saygın yerine kavuştu. Oligarşik ve vesayetçi devlet anlayışının halkın egemenliğine yönelik güç odaklı müdahalelerinin, kaynağı ve amacı ne olursa olsun demokrasimize zarar verdiğini gördük. En son 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşadığımız darbe girişimi; siyasetin kuralları değiştirerek ve anayasal kurumları ele geçirerek iktidarını sürdürme arayışlarının çok tehlikeli sonuçları olduğunu ve her zaman demokrasimize zarar verdiğini bize açıkça gösterdi.
Anayasal demokrasimiz; açık, çoğulcu ve katılımcı bir demokratik toplumu öngörüyor. 2012 yılından bu yana sendikamız, demokratik toplum düzeninin anılan gerekleri yanında; hukuk devleti anlayışının olmazsa olmazı, güçler ayrılığı ilkesinin savunucusu olmaktan asla ödün vermiyor. Yargıçlar Sendikası olarak; anayasal iktidarı paylaşan yasama, yürütme ve yargı güçleri arasındaki ilişkinin birbirleri arasında üstünlük üzerine değil, bu organlar arasında medeni bir işbölümü üzerine kurulması gerektirdiğine inanıyoruz. Yasama ve yürütme organlarının; yargı bağımsızlığının gerektirdiği özen ve duyarlılığı her zaman göstermesini bekliyoruz.
Ülkemiz; Cumhuriyetimiz 100. Yılında, yasama organının temsilcilerini ve yürütmenin başı olarak Cumhurbaşkanı’nın belirleneceği bir seçime gidiyor. Halkımız seçimini yapacak, yasama organına, temsilcilerini gönderecek ve yürütme görevini adaylar arasından layık gördüğüne verecektir. Geldiğimiz aşamada; seçimlere bu olağan sonuçları dışında olağanüstü anlam ve sonuçlar yüklenmesinden endişe duyuyoruz. Halkımızın; kutuplaşarak ayrışmak yerine, uzlaşarak bütünleşmesi gerektiğine inanıyoruz. Uzlaşma kültürü için; toplumun salt siyasal partiler aracılıyla ve seçimlerle değil; sürekli ve her durumda örgütlü sivil toplum olarak demokratik kitle örgütleri aracılığıyla yönetime katılması ve kamuoyu denetimi yoluyla yasama, yürütme ve yargı organlarını denetime tabi tutması gerektiğini düşünüyoruz.
Sendikamız bugüne kadar; ülkemizde özgürlükler, toplumsal eşitlik, hukukun üstünlüğü, yargıç ve savcıların sadece mesleki liyakat esas alınarak seçimi ve kariyer yapması, yargının toplumsal saygınlık ve güvenilirliğinin sağlanması, mahkemelerin bağımsızlığı ve yargıçlık güvencesinin korunması için evrensel değerlerden aldığı güçle örgütlü mücadelesini sürdürdü. Gücünü; tarafsız, bağımsız ve güvenilir yargının toplumun adalet gereksinimini tatmin etmesinin sağlayacağı üstün toplumsal yarara olan inancından aldı. Artık; tamamen sivil bir iradeyle, başkaca bir gücün desteğine ihtiyaç duymadan, siyasetin gölgesinde kalmadan, yargıç ve savcılar olarak yalnızca mesleki özgüvenimiz ve toplumun adalet gereksiniminin bağımsız ve güvenilir yargı eliyle tatmin edilebileceğine olan inancımız ile kurduğumuz sendikal
1/3
örgütlenmemizin; yargıç ve savcıların katılımı ile niceliksel olarak güçlenmesinin ve yargı kamuoyundaki temsil yeteneğini arttırmasının zamanının geldiğini düşünüyoruz.
Her bir meslektaşımızı; mutlak saygı duyulması gereken kişisel inançları, kimlikleri, değerleri üzerinden ayrıştırılmak yerine onlardan bağışıklanarak; mesleki onurumuz, tarafsızlık ve bağımsızlık değerlerimiz etrafında sendikamıza katılmaya çağırıyoruz.
Örgütlü gücümüz ile toplumla dayanışma içinde, yasama ve yürütme ile medeni bir işbölümü anlayışıyla ama tarafsızlık ve bağımsızlık değerlerimizden asla ödün vermeden; sağduyu içinde yargıya olan güveni azaltan, saygınlığımızı gölgeleyen her türlü uygulamaya direneceğiz.
Savunduğumuz bu ilkeler ışığında;
✓ Tarafsızlığımızın gereği olarak, siyasal iktidarların etki ve yönlendirmesine açık yargı bürokrasisinin oluşmasını REDDEDİYORUZ.
✓ Yargıç ve savcıların iradesi ile ekli önerimizde belirttiğimiz demokratik ilkeleri görmezden gelen kurallara dayalı biçimde oluşturulmuş Hakimler ve Savcılar Kurulu yapılanmalarını REDDEDİYORUZ.
✓ Yine yürürlükte bulunan Anayasa gereği TBMM’nin nitelikli çoğunluğunun uzlaşması ile belirlenecek temsilciler yerine siyasal partilerin kendi aralarındaki paylaşmaya göre belirlenen temsilcilerden oluşmuş Hakimler ve Savcılar Kurulu yapılanmalarını da REDDEDİYORUZ.
✓ Bağımsızlığımızı gölgeleyen, kıdem ve liyakat gibi kolay uygulanıp, denetlenebilecek ilkelere aykırı, kayırmacı ve dışlayıcı görüntü veren mesleki seçim ve atamaları REDDEDİYORUZ.
✓ Eşit ve nesnel değerlendirme ilkeleri ile bağdaşmayan, kamuoyu ve yargı denetimine olanak tanımayan mesleğe alım yöntemlerini REDDEDİYORUZ.
✓ Mesleki özgüvenimizi zedeleyen, yargıçlık güvenceleri ile asla uyuşmayan, mesleki saygınlığımız, değerlerimiz ve yargının kabul edilmiş etik ilkeleriyle ilişkilendirilmemiş siyasal tasfiye ve/veya kadrolaşma görüntüsü veren uygulamaları REDDEDİYORUZ.
✓ Diğer yargıç ve savcıların adil ve tarafsız karar verme motivasyonunu engelleyecek biçimde, evrensel hukuk ilkeleri dışına çıkılarak politik saiklerle yapılan soruşturma ve disiplin uygulamalarını REDDEDİYORUZ.
✓ Yargının verimliliğini, meslektaşlarımızın çalışma isteğini azaltan yargı içinde çalışma uyumunu bozan, kıdem ve liyakat ilkeleri ile açıklanamayan unvanlı atamaları ve yer değiştirme atamalarını REDDEDİYORUZ.
✓ Adil yargılanma hakkını, mahkemeye erişim hakkını kısıtlayıcı sonuçlara neden olan iş yükü, yargılama süreleri (hedef süre vb.) gibi düzenlemeleri REDDEDİYORUZ.
✓ Yargıçlar arasında mesleki eşitlik ilkesini bozan, özlük haklarındaki nesnellikten uzak farklılaşmaları REDDEDİYORUZ.
2/3
✓ Meslektaşlarımızın kariyeri, toplumsal saygınlığı ve temsil ettiği değerlerin gerekleri ile bağdaşmayan düşük ücret politikalarını REDDEDİYORUZ.
✓ Adalet hizmetini sağlamak için birlikte çalıştığımız özverili adalet personelinin yoksulluk sınırının altında ücrete mahkum eden uygulamaları REDDEDİYORUZ.
Değindiğimiz temel sorunları örgütlü sendikal mücadelemizin odağı olarak ele aldık ve almaya devam edeceğiz.
Tüm bu sorunları; demokratik bir kitle örgütü olarak, barolar ve diğer yargı örgütleri ile dayanışma içinde kalmak suretiyle, yasama - yürütme ile işbirliği yaparak ve sağlıklı iletişim kurarak, sağduyuyla, çözüm odaklı bir yaklaşım içinde ve meslektaşlarımızın kitleselleşmemize verdikleri ve verecekleri destekten gücümüzü alarak çözeceğiz ya da çözümüne katkıda bulunacağız.
-Bu hedefte uzun çalışmalar sonucu hazırladığımız, yargıya ilişkin Anayasa, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu ile 3087 sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu Kanunu metinlerinde yapılması gereken değişikliklere ilişkin önerilerimizi, dikkate alınması temennisi ile tüm Siyasal Parti Başkanlıklarına, Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı’na, TBMM Anayasa ve Adalet Komisyonu Başkanlıklarına sunuyoruz .
Demokratik bir ülkede barış içinde, eşit, güvende ve hakça bir yaşam için adalet, adalet için tarafsız ve bağımsız bir yargı istiyoruz. Hukuk devletine olan inancımızı, ulusumuza ve Cumhuriyetimizin laik, demokratik, sosyal devlet niteliklerine olan bağlılığımızı saygı ile kamuoyuna duyuruyoruz.
YARGIÇLAR SENDİKASI
EKLERİ:
-Anayasa’nın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına ilişkin Öneriler,
-2802 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına ilişkin Öneriler,
-3087 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu Kanunu’nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına ilişkin Öneriler,
DAĞITIM :
-Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanlığı,
-Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığı,
-İyi Parti Genel Başkanlığı,
-Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanlığı,
-Halkların Demokratik Partisi Genel Başkanlığı,
-TBMM Anayasa Komisyonu Başkanlığı,
-TBMM Adalet Komisyonu Başkanlığı,
-Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı,
6087 SAYILI HAKİMLER VE SAVCILAR KURULU KANUNU DEĞİŞİKLİK ÖNERİLERİ;
Madde. 1
6087 Sayılı Kanunda geçen Hakimler ve Savcılar Kurulu Kanunun adı Adalet Yüksek Kurulu olarak değiştirilmiştir.
Gerekçe :
Kurul sadece hakim ve savcılar ile ilgili işlem yapmamakta olup hakim ve savcılık adaylığına kabul ile birlikte staj bitiminde mesleğe kabul kararı veren kurul olarak görev yapması öngörüldüğünden, henüz hakim, savcı olmayan kişilerle ilgili olarak karar veren kurul olması nedeniyle adalet kurulu olarak adlandırılmıştır.
Madde. 2
6087 Sayılı Kanun da geçen Hakimler ve Savcılar Kurulu ibaresi Adalet Yüksek Kurulu olarak değiştirilmiştir.
Gerekçe: Bu kanunun birinci maddesiyle uyumlu olmasının sağlanması için değiştirilmiştir.
Madde. 3
6087 sayılı kanunun 5.maddesinin 3.fıkrası kaldırılmıştır.
Gerekçe: Adalet Bakanının yargı bağımsızlığı ilkesinin zedelenmemesi için hakim üzerinde gözetim yapma yetkisi veren düzenleme kaldırılmıştır.
Madde. 4
6087 sayılı Kanunda geçen daire ibaresi 1,2, ve 3. Daire olarak, Daire Başkanı ibaresi 1. ,2. ve 3. Daire Başkanları ibaresi olarak değiştirilmiştir.
Gerekçe: Adalet Yüksek Kurulu'nun üç daire olarak çalışması öngörüldüğünden bu değişiklik yapılmıştır.
Madde. 5
6087 Sayılı Kanunun 3. maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir
Adalet Yüksek Kurulu 19 kişiden oluşur;
Genel Kurul ile biri adlî yargı hâkimlerinin, biri adlî yargı ve idari yargı savcılarının, biri idarî yargı hâkimlerinin özlük işlerinden sorumlu üç daire halinde çalışır.
Kurul üyelerinin üçü Yargıtay, üçü Danıştay Başkan ve üyelerinin; üçü Yargıtay ve Danıştay Savcılarının; kendi aralarında ve gizli oyla yapacağı seçimle belirlenir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, en az biri hukukçu olmak üzere üç üyeyi Yükseköğretim Eşgüdüm Kurulunun üniversite öğretim üyeleri arasından; üç üyeyi Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulunun/Yönetim Kurulunun avukatlar arasından göstereceği üç katı kadar aday içinden, iki üyeyi Adli Yargı ilk derece mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi hakimleri, iki üyeyi İdari Yargı İlk Derece Mahkemesi ve Bölge İdare Mahkemesi hakimleri ve savcıları arasından seçer. Türkiye Büyük Millet Meclisinin yapacağı bu seçimden önce, adaylar, Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan her siyasal partinin eşit sayıda temsil edileceği bir komisyon tarafından dinlenir. Bu komisyon, her bir adayın başvuru dosyasını inceleyerek hazırlayacağı raporu Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna sunar. Türkiye Büyük Millet Meclisi, seçimini üye tamsayısının üçte iki çoğunluğuyla ve gizli oyla yapar.
Adalet Yüksek Kurulu üyelerinin görev süresi altı yıldır. Süresi biten üye yeniden seçilemez. Kurul üyeleri, görevlerinin devamı süresince kanunda belirlenenler dışında başka bir görev alamazlar veya kurul tarafından başka bir göreve atanamaz ve seçilemezler.
Adalet Yüksek Kurulunun, adlî yargı hâkimlerinin özlük işlerinden sorumlu dairesinde, Yargıtay, bölge adliye mahkemeleri ve ilk derece adliye mahkemelerinden seçilen 5 hâkim üye ile Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilen bir avukat ve bir öğretim üyesi; adlî yargı savcılarının özlük işlerinden sorumlu dairesinde Yargıtay, Danıştay bölge adliye ve mahkemeleri ve ilk derece adliye mahkemelerinden seçilen 3 savcı üye ile Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilen bir avukat ve bir öğretim üyesi; idarî yargı hâkimlerinin özlük işlerinden sorumlu dairesinde, Danıştay, bölge idare mahkemeleri ve ilk derece idare mahkemelerinden seçilen 5 hâkim üye ile Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilen bir avukat ve bir öğretim üyesi görev yapar.
Adalet Yüksek Kurulu içindeki her bir dairenin üyeleri, gizli oyla ve salt çoğunlukla daire başkanlarını seçerler. Daire başkanlarının katılımıyla Adalet Yüksek Kurulunun genel yönetiminden sorumlu bir Başkanlık Kurulu oluşturulur. Başkanlık Kurulu üyesi daire başkanlarından her biri, Adalet Yüksek Kurulunu temsil etmek üzere iki yıl için başkanlık görevini üstlenirler.
Adalet Yüksek Kurulunun kendisine bağlı bir Genel Sekreterliği ve Teftiş Kurulu bulunur. Genel Sekreter ile Teftiş Kurulu Başkanı ve Teftiş Kurulunda görev yapacak hâkim müfettişler Genel Kurulun teklifi üzerine Başkanlık Kurulu tarafından atanır.
Adalet Bakanı, Kurulun daveti ya da kendi istemi üzerine, gerekli gördüğü açıklamaları yapmak ya da bilgileri paylaşmak amacıyla Adalet Yüksek Kurulu toplantılarına katılabilir.
Adalet Yüksek Kurulu çalışma usulü, Dairelerin ve Genel Kurulun görev ve yetkileri, toplantı ve karar yeter sayıları, çalışma usulleri ile Genel Sekreterlik ve Teftiş Kurulunun oluşum biçimi ve görev ve yetkilerine ilişkin usul ve esaslar kanun ve yönetmelikle düzenlenir.
Gerekçe: Bağımsız ve tarafsız yargının hukuk devletinin olmazsa olmazı olması nedeniyle yürütme erkinden olan Adalet Bakanının ve Bakan Yardımcısının kurulda bulunmaması ve yargının her kademeden temsili gerekmektedir. Bağımsız yargı, yönetilenlerin yasama ve yürütme organları karşısındaki en temel güvencesidir. Bu güvence nedeniyle ki, kuvvetler ayrılığına dayalı hukuk devletinin kurumsallaşarak yaşama geçmesini sağlar. Anayasamızın 6. maddesi, yargı egemenliği de dahil bütün egemenliğin Türk milletine ait olduğunu ve milletin bu egemenliği yetkili organlar eliyle kullanacağını düzenler. Bu yüzden mahkeme kararlarının başında daima “Yüce Türk Milleti Adına” ifadesi geçer. Ayrıca anayasa koyucu “mahkemelerin bağımsızlığı” başlıklı 138.maddede objektif bağımsızlığa, “hâkimlik ve savcılık teminatı” başlıklı 139. maddede kişisel bağımsızlığa vurgu yapmıştır.
Ancak yargı bağımsızlığının tam olarak gerçekleştirilmesi ve kurumsallaşması için “hâkimlik teminatı”nın sağlanmasının yanında, yargının yönetim ve denetiminin nasıl yapıldığı büyük bir öneme sahiptir. Yargının yönetimi ve denetimi yetkisi, bağımsız yargısal idari kurullara verilmesi yargıç teminatı için en temel koşuldur. Kurulun bağımsızlık, objektiflik, tarafsızlık ve şeffaflık temelinde uluslararası standartlar ve karşılaştırmalı hukuk verileri ışığında geniş tabanlı temsil esasına göre yeniden yapılandırılması gerekmiştir. Bu tartışmanın en önemli boyutlarından biri hâkimlerin hangi organ tarafından seçildiği ve atandığıdır. Karşılaştırmalı hukukta hâkimlerin seçimi ve atanması konusunda beş farklı yöntemin varlığı göze çarpmaktadır. Bunlar;
1. Halk tarafından seçim ve atanma, 2.Yasama Organı tarafından seçim ve atanma, 3, Yürütme Organı tarafından seçim ve atanma, 4. Bizzat Hâkimler tarafından seçim ve atanma, 5. Bağımsız yargısal idari kurullar tarafından seçim ve atanma. Bu yöntemlerin her birinin yararlı ve sakıncalı yanları vardır. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri gibi bazı ülkelerde hâkimler halk tarafından seçilebilmekte ve yine halk tarafından görevden alınabilmektedir(Recall). Bu durum kuvvetler ayrılığının doğal bir sonucu olarak görülmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde yaklaşık 38 eyalette hâkimler halk tarafından seçilmektedir.
Bu uygulama yasama ve yürütme egemenliği gibi yargı egemenliğinin de sahibinin halk olduğuna duyulan inancı göstermektedir. Öyle ki bazı davalarda halk jüri sistemi vasıtasıyla bizzat yargılamaya da katılmaktadır. Böylece halk, yargı erkini kullanma yetkisini sadece mahkemelere devretmemekte, bazı hallerde doğrudan kendisi kullanabilmektedir. Ancak bu düzenlemeler, son zamanlarda, uygulandığı ülke olan ABD’de bile haklı olarak yoğun eleştirilere uğramaktadır. Özellikle hâkimlerin halk tarafından seçilmesi beklenen yararı sağlamadığı gibi, yargının siyasallaşmasını artırmakta ve hâkim seçiminde halkın o anki siyasal sorunların etkisinde kalarak oy kullanma olasılığı nedeniyle nitelik arka planda kalabilmektedir.
Yargının yönetimi ve denetimini yapmak üzere kurulan bağımsız yargısal kurullar, son yıllarda ülke sınırlarını aşarak uluslararası bir nitelik kazanmaya başlamıştır. HSYK benzeri yargı kurullarına sahip olan Fransa, İtalya, Belçika, İspanya, Portekiz, İrlanda, Polonya, Macaristan, Bulgaristan, Estonya, Litvanya, Slovakya ve Romanya gibi bazı Avrupa ülkelerinin uygulamalarına bakıldığında, bu ülkelerdeki yargı kurullarının kurumsallaşmalarını tamamlamak üzere oldukları görülmektedir. Bu bağlamda 2002 yılında kurulan ve HSYK’nın da 2005 yılından bu yana gözlemci sıfatıyla üye olduğu, Avrupa Yargı Kurulları Ağı,4 Avrupa’daki tüm yargı kurullarını, ortak bazı standartlara ulaştırmaya çalışmaktadır. Bu süreçte çeşitli ülkeler kendi sistemlerini diğerleriyle kıyaslayarak gözden geçirme fırsatına sahip olmuşlardır. Bu çabalar ile yargı organının her türlü baskı ve etkiden uzak bir şekilde yönetilebilmesi ve denetlenebilmesi hedeflenmektedir. Günümüzde giderek artan tartışmalar, ülkemizde yargının yönetimi ve denetimi konusunda bazı yaşamsal sorunların olduğunu göstermektedir. Aynı zamanda siyasal parti başkanı olabilen Cumhurbaşkanının bizzat seçtiği kişilerin HSK üyesi olarak görev yapması ve Adalet Bakanı ve Bakan Yardımcısının üyeliği ve yetkileri, Kurulun siyasetin etkisinde görev yaptığı algısına neden olacağından kuruldaki görevlerine son verilmiş ve seçim usulü değiştirilmiştir. Adli ve idari yargı ile adli yargı ve idari yargı cumhuriyet savcılarının görevleri ve yetkileri farklılık arz ettiğinden Adalet Yüksek Kurulunun üç daire şeklinde yapılandırılması gerekmiştir.
Madde. 6
6087 Sayılı Kanunun 4. Maddesi b bendi" hakim ve savcıların adaylığa kabul edilecek olanlar ile hakim ve savcılık mesleğine kabul edilecek olanlar" şeklinde değiştirilmiştir.
Gerekçe: Siyasetin etkisi ile verilecek adaylığa kabul kararı ile staja başlayan kişilerin ileride hakim ve savcı mesleğini icra etmeleri nedeniyle siyasetten bağımsız bir görüntü vermenin yargıda en temel kurallarının başında gelen "adil olmak kadar adil görünmek de gerekir" kuralına uygun olarak getirilmiştir.
Madde. 7
6087 Sayılı Kanunun 6.maddesinin 1. Fıkrası kurul başkan ve başkan vekillerinden oluşur şeklinde değiştirilmiştir.
Gerekçe: Adalet yüksek Kurulunun üç daire şeklinde çalışması öngörüldüğünden bu değişiklik yapılmıştır.
Madde. 8
6087 sayılı. Kanunun aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir
Adalet kurulu 3 daire şeklinde görev yapar.
a. 1. Daire Adli Yargı Hakimlerinin özlük işlerinden sorumlu olup Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi yargıçlarından iki üye, Yargıtay üyelerinden 3 üye, Yüksek Öğrenim Kurumlarından bir üye ve avukat bir üyeden oluşur.
b. 2. Daire İdari Yargıda görev yapan hakimlerin özlük işlerinden sorumlu olup İdari Yargı İlk Dereceve Bölge İdare Mahkemesinde görev yapan hakimler arasından iki üye, Danıştay dan 3 üye, Yüksek Öğretim Kurumlarından seçilen bir üye, avukatlardan seçilen bir üyeden oluşur.
c. 3. Daire Adli ve İdari Yargı Savcılarının özlük işlerinden sorumlu olup Yargıtay Cumhuriyet Savcılığından seçilen 3 üye, avukatlardan seçilen bir üye, akademisyenlerden seçilen bir üyeden oluşur.
Gerekçe: Adalet hizmetlerinin yürütülmesinde farklı kurallara tabi olan yargı birimlerinde çalışan hakim ve savcıların çalışma usullerinin farklılığı, sorunların çözümünde daha isabetli kararlar alınmasının sağlanması için Adalet Yüksek Kurulunun Adli, idari yargı hakimleri ile savcılarla ilgili işlem yapma görev ve yetkisi adli yargı hakimlerinin özlük işlerinden sorumlu daire, idari yargı hakimlerinin özlük işlerinden sorumlu daire ve savcılarının özlük işlerinden sorumlu daire olarak çalışması öngörülmüştür.
Madde. 9
6087 sayılı kanunun 9.maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Birinci Dairenin görevleri şunlardır:
1) Adli yargıda görevli Hâkimler ile ilgili olarak yetki verme,
2) Kadro dağıtma,
3) Müstemir yetkileri düzenleme,
4) Yıllık ve mazeret izinleri dışında her türlü izin verme,
5) Eğitim programlarına katılmaya ilişkin izin verme işlemlerini yapmak.
6) Hâkimlerin görevlerini; kanun ve diğer mevzuata (hâkimler için idarî nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarına ilişkin denetleme işlemlerini Teftiş Kuruluna yaptırmak.
7) Hâkim hakkındaki ihbar ve şikâyetleri inceleyip gereğini yapmak.
8) Hâkimlerin görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hâl ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını Kurul müfettişleri veya müfettiş yetkilerini haiz kıdemli hâkim eliyle araştırma ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma işlemleri ile inceleme ve soruşturma yapılmasına yer olmadığına ilişkin işlemler için teklifte bulunmak.
9) İlgili kanunlarda verilen görevlerin yerine getirilmesi bakımından en yakın mahkeme veya hâkimlikleri belirlemek.
10) Meslek öncesi eğitimde staj mahkemelerini belirlemek.
11)Bölge adliye ve bölge idare mahkemesi daireleri arasındaki iş bölümü ile ilk derece mahkemeleri arasındaki iş dağılımını karara bağlamak.
12) Genel Kurul tarafından verilen diğer işleri yapmak.
(2) İkinci Dairenin görevleri şunlardır:
İdari yargıda görevli Hâkimlerin
1) Her türlü yükselme ve birinci sınıfa ayırma işlemlerini yapmak,
2) Görevlerinden dolayı veya görevleri sırasındaki suç soruşturması ile disiplin soruşturma ve kovuşturması sonucu hakkında karar vermek
3) Disiplin veya suç soruşturma ve kovuşturması nedeniyle geçici yetkiyle yer değiştirmesine veya görevden uzaklaştırılmasına karar vermek,
4) Meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar vermek,
5) Diğer kurumların geçici görevlendirme ve nakil taleplerine ilişkin izin işlemlerini yürütmek.
6)Hâkim adaylarını mesleğe kabul etmek.
7) Hâkimlik ve savcılık görevine tekrar atanma ile diğer hizmetlerden mesleğe atanma talepleri hakkında karar vermek.
8) Meslekten çekilme, çekilmiş sayılma ve görevin sona ermesi hakkında karar vermek.
9) Genel Kurul tarafından verilen diğer işleri yapmak.
10) hakim ve savcı adaylığına kabul kararını vermek
3. Daire Adlive idari yargı savcılarının her türlü özlük işlerini yapmakla görevlidir.
Adli ve idari yargıda görevli savcılarla ile ilgili olarak;
1) Atama
2) Yetki verme,
3) Kadro dağıtma,
4) Müstemir yetkileri düzenleme,
5) Yıllık ve mazeret izinleri dışında her türlü izin verme,
6) Eğitim programlarına katılmaya ilişkin izin verme, işlemlerini yapmak.
7)Görevlerini; kanun ve diğer mevzuata uygun olarak yapıp yapmadıklarına ilişkin denetleme işlemlerini Teftiş Kuruluna yaptırmak.
8)Savcı hakkındaki ihbar ve şikâyetleri inceleyip gereğini yapmak.
9) Savcıların görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hâl ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını Kurul müfettişleri veya müfettiş yetkilerini haiz kıdemli savcı eliyle araştırma ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma işlemleri ile inceleme ve soruşturma yapılmasına yer olmadığına ilişkin işlemler için teklifte bulunmak.
10) Meslek öncesi staj yapılacak yerleri belirlemek
11) Genel Kurul tarafından verilen diğer işleri yapmak.
12) Savcılık mesleğine alım kararı vermek
Gerekçe: Her dairenin ilgili hakim ve savcının özlük işleri takip görev ve yetkisi adli yargı, idari yargı ve savcılık olarak belirlendiğinden bu şekilde bir görev dağılımı gerekliliği doğmuştur.
Madde. 10
6087 sayılı kanunun 15. Maddesinin 2.fıkrası bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Kurul müfettişleri, hâkimlik ve savcılık mesleğinde fiilen en az beş yıl görev yapmış ve üstün başarısı ile Kurul müfettişliği hizmetinde yararlı olacağı anlaşılmış bulunanlar arasından muvafakatleri alınarak Genel Kurul tarafından atanır. Kurul müfettişleri, hâkimlik ve savcılık mesleğinde fiilen en az 10 yıl görev yapmış ve görevi içerisinde 1. Bölgede en az iki yıl görev yapmış ve üstün başarısı ile Kurul müfettişliği hizmetinde yararlı olacağı anlaşılmış bulunanlar arasından muvafakatleri alınarak Genel Kurul tarafından atanır.
Gerekçe: Adalet Yüksek Kuruluna bağlı olarak görev yapacak, hakim ve savcıların yaptığı işleri denetleyecek teftiş kurulunda görev alacak müfettişlerin teftişin doğasından kaynaklı olarak bizatihi denetleyeceği işi bilen, bilebilecek durumunda olan hakim ve savcılardan seçilmesi gerekliliği ve meslekteki kıdemi önem arz ettiğinden bu şekilde süre ve yer koşuluna bağlanmıştır.
Madde. 11
6087 sayılı Kanunun 18.maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Kurul üyelerinin üçü Yargıtay başkan ve üyelerinin, üçü Danıştay Başkan ve üyelerinin; üçü Yargıtay ve Danıştay Cumhuriyet Savcılarının; kendi aralarında ve gizli oyla yapacağı seçimle belirlenir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, en az biri hukukçu olmak üzere üç üyeyi Yükseköğretim Eşgüdüm Kurulunun üniversite öğretim üyeleri arasından; üç üyeyi Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulunun/Yönetim Kurulunun avukatlar arasından göstereceği üç katı kadar aday içinden, iki üyeyi Adli Yargı ilk derece mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi hakimleri, iki üyeyi İdari Yargı İlk Derece Mahkemesi ve Bölge İdare Mahkemesi hakimleri ve savcıları arasından seçer. Türkiye Büyük Millet Meclisinin yapacağı bu seçimden önce, adaylar, Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan her siyasal partinin eşit sayıda temsil edileceği bir komisyon tarafından dinlenir. Bu komisyon, her bir adayın başvuru dosyasını inceleyerek hazırlayacağı raporu Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna sunar. Türkiye Büyük Millet Meclisi, seçimini üye tamsayısının üçte iki çoğunluğuyla ve gizli oyla seçer.
Ancak öğretim üyeleri ile avukatlar arasından seçilen üyelerden, en az birinin öğretim üyesi ve en az birinin de avukat olması zorunludur.
Süresi biten üyeler bir kez daha seçilebilirler.
Kurul üyelerinin görev sürelerinin tamamlanmasından en geç iki ay önce; ilgisine göre Yargıtay, Danıştay, Yargıtay Başsavcılığı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bu husus bildirilir.
Gerekçe: Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının sağlanması ve Türk Milleti adına karar verme yetkisine sahip Hakim ve Savcıların teminatlı olabilmesi için onlarla ilgili her türlü karar alma yetki ve görevine sahip olan Adalet Yüksek Kurulunun bağımsız ve tarafsız bir kurul olarak yapılandırılması adalet hizmetinin verildiği her katmanda temsili öngörülmüştür.
Madde. 12
6087 sayılı kanunun 27.maddesi şu şekilde değiştirilmiştir
Kurul üyeliğinin ölüm, emeklilik, istifa ve benzeri nedenlerle boşalması hâlinde durum, ilgisine göre Yargıtay, Danıştay Başkanlığı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına veya Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına derhal bildirilir ve boşalmayı takip eden otuz gün içinde, yeni üye seçimi yapılır.
Gerekçe: Adalet Yüksek Kurulu üyeliği seçimine ilişkin düzenlenen maddelerle uyumlu olması için bu değişikliğin yapılması gerekmiştir.
Madde. 13
6087 sayılı kanunun 28.maddesinde belirtilen yaş 67 olarak değiştirilmiştir.
Gerekçe: Dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaşam süresinin uzaması ve meslekteki kıdemin adalet hizmetinin sunulmasında azami seviyede katkısının sağlanması için bu düzenleme yapılmıştır.
Madde. 14
6087 sayılı kanunun 36.maddesinde geçen salt çoğunluk ibaresi nitelikli çoğunluk olarak değiştirilmiştir.
Gerekçe: Hakim ve Savcılarla ilgili her türlü kararı alan Adalet Yüksek Kurulu ilgili dairesinin mümkün olduğunca çoğunlukla karar alabilmesinin sağlanması için bu düzenleme yapılmıştır.
Madde. 15
6087 sayılı kanunun 33.maddesi şu şekilde değiştirilmiştir.
Genel Kurulun ilk defa aldığı kararlara karşı, Başkan veya ilgililer, tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde, Genel Kuruldan yeniden inceleme talebinde bulunabilir; yeniden inceleme talebi üzerine verilen kararlara karşı yargı yolu açıktır.
(2) Dairelerin kararlarına karşı, Başkan veya ilgililer, tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde, kararı veren daireden yeniden inceleme talebinde bulunabilir.
(3) Dairelerin yeniden inceleme talebi üzerine verdiği kararlara karşı, Başkan veya ilgililer tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde, Genel Kurula itiraz edebilir. İtiraz üzerine verilen Kararlara karşı ilgisini göre Yargıtay veya Danıştaya ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargı yoluna başvurulabilir
(4) Disipline ilişkin kararlara karşı da şikâyetçilerin de yeniden inceleme ve itiraz hakları vardır.
(5) Genel Kurulun veya dairelerin, tüm kesinleşmiş kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulabilir;
Meslekten çıkarma kararlarına karşı açılan iptal davaları ilk derece mahkemesi olarak Danıştayda görülür. Bu davalar, acele işlerden sayılır.
Gerekçe: Adalet Yüksek Kurulunun vermiş olduğu tüm kararlar idari karar mahiyetinde olduğundan hak arama özgürlüğünün en yüksek halde korunması ve kollanması gerektiğinden Adalet Yüksek Kurulu kararlarına karşı yargı yolu açılmıştır.
2802 SAYILI KANUNDA DEĞİŞİKLİK ÖNERİLERİ
Madde 1.
2802 sayılı kanunda geçen Hakimler ve Savcılar Kurulu ibaresi Adalet Yüksek Kurulu olarak değiştirilmiştir.
Gerekçe:
Anayasa ve Hakimler ve savcılar kanunu ile uyum sağlaması için değişiklik yapılması gerekmiştir.
Madde 2.
2802 sayılı kanunun 8. Maddesinin k bendi "Avukatlık mesleğinden adaylığa geçmek isteyenler için; yukarıdaki (ı) bendi hariç diğer şartları taşımakla birlikte, mesleklerinde fiilen en az 5 yıl çalışmış, giriş sınavının yapıldığı yılın ocak ayının birinci günü itibariyle kırk beş yaşını doldurmamış ve kendi aralarında yapılacak olan yazılı yarışma sınavında ve mülâkatta başarılı olmak" şeklinde değiştirilmiştir.
Gerekçe:
Avukatlık mesleğinden geçiş yapmak isteyenlerde avukatlık mesleğinde geçecek sürenin azami fayda sağlaması için üç yıllık sürede edinilen mesleki tecrübenin yetersiz olduğu , bu sürenin en az beş yıl olması ve bu sürede kazanılacak tecrübenin hakimlik ve savcılık mesleğine katkı sağlayacağı öngörülmüştür.
Madde 3.
2802 sayılı Kanun’un 8. maddesinin K bendinden sonra gelmek üzere “Hakim ve savcı adaylığına başvurmadan önce herhangi bir siyasi partinin il, ilçe ve merkez teşkilatında görev almamış olmak” ifadesi eklenmiştir.
Gerekçe: Hakimlik ve savcılık mesleğinin tarafsızlık içinde icra edilmesi, tarafsızlığın görüntü itibariyle de sağlanması gerektiğinden siyasi partilerin yönetim kadrosunda çalışmamış olanların her siyasal görüşe eşit mesafede durduklarına olan inancı kuvvetlendireceğinden bu değişikliğin yapılması gerekmiştir.
Madde 4.
2802 sayılı kanunun9.maddesi "Her yıl alınacak aday sayısı, avukatlık mesleğinden alınacaklarla birlikte Adalet Yüksek Kurulunun ve Türkiye Adalet Akademisinin görüşü alınmak suretiyle, kadro ve ihtiyaç durumuna göre Adalet Bakanlığınca tespit edilir." şeklinde değiştirilmiştir.
Gerekçe:
Hakim ve savcıların tüm sicil dosyalarının Adalet yüksek kurulunda tutulması nedeniyle ihtiyaçların belirlenmesinde görüş bildirmesi işin özelliğine uygun olacağında bu değişikliğin yapılması gerekmiştir.
Madde 5.
2802 sayılı kanunun 9/A maddesi "Mülâkat Kurulu; Adalet Yüksek Kurulunun belirleyeceği YÖK'nın, Sosyoloji, Psikoloji bölümlerinde görevli akademisyenlerden birer kişi ile hukuk fakültelerinde hukuk felsefesi öğrenimi vermekle görevli bir akademisyen, Yargıtay'dan bir üye, Danıştay'dan bir üye, Anayasa mahkemesinden bir üye, Adalet Yüksek Kurulu Teftiş Kurulundan bir üye olmak üzere 7 kişiden oluşur." şeklinde değiştirilmiştir.
Gerekçe: Adaletin dağıtılması için toplumun adalet beklentisi, kanunun oluşturulma süreci, yasa maddesine ihtiyacın neden kaynaklandığı, mahkeme kararının kişiler ve toplum üzerindeki etkisi sosyal ve psikolojik etkilerinin dikkate alınması ile hukukçudan beklenenin bilimsel konularda uzman olması olmayıp, bilimsel bilginin nasıl üretildiği, metodolojisi ve bir değer sistemi olan bilginin diğer değer sistemleri üzerindeki etkisinin diyalektik düşünme yöntem felsefi açıdan değerlendirilmesi, yargılamanın bir iletişim süreci olduğu, mesleki yetkinlik derecesinin takdir ve değerlendirilmesinin de Yargıtay, Danıştay üyelerinden birer kişi ile teftiş kurulu baş müfettişlerinden belirlenen bir kişinin katılımı ile oluşturulacak, siyasetin etkisinin olamayacağı bir mülakat kurulunun oluşturulmasının yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının sağlanması için olması gereken olarak değerlendirilmiş ve değişiklik yapılması gerekmiştir.
Madde 6.
2802 sayılı kanunun 9/A maddesinin 10.fıkrası "Mülâkat sonucu en yüksek puan alandan başlamak üzere sıraya konularak mülâkat başarı listesi hazırlanır ve bu listenin altı Mülâkat Kurulu tarafından imzalanarak Adalet Yüksek Kuruluna teslim edilir." şeklinde değiştirilmiştir.
Gerekçe: Hakim ve Savcılık adaylığına kabul kararının Adalet Yüksek Kurulu tarafından verilmesi gerektiği kabul edilerek listenin de yeterliliklerin saptanması ve son karar merci olması nedeniyle Adalet Yüksek Kuruluna verilmesi gerektiği için bu değişiklik yapılmıştır.
Madde 7.
2802 sayılı kanunun 9/A maddesinin 7.fıkrasından sonra gelmek üzere "Mülakat görsel ve sözlü kayıt altına alınır ." fıkrası eklenmiştir.
Gerekçe: Hakimlik ve Savcılık mülakat sınavı sonuçlarına yapılacak itiraz ve dava sürecinde denetlenebilmesi için görsel ve sözlü kayıt altına alınma zorunluluğu bulunduğundan bu değişikliğin yapılması gerekmiştir.
Madde 8.
2802 sayılı kanunun12 maddesi "Adayın;
a) Adaylığa atanma niteliklerinden herhangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması,
b) Adaylığa alındıktan sonra bu niteliklerden herhangi birini yitirmesi,
c) Adaylık süresi içindeki davranışlarında hakimlikle bağdaşmayacak tutumları, göreve devamsızlığı, bilgi ve iş yapma kabiliyeti bakımından yeterli olmadığının tespit edilmesi,
Hallerinde adaylığına Adalet Yüksek Kurulu tarafından son verilir." şeklinde değiştirilmiştir.
Gerekçe: Hakim ve Savcı adaylığına kabul kararının Adalet Yüksek Kurulu tarafından verilmesi gerektiğinden hakimlikle bağdaşmayacak tutumları, göreve devamsızlığı, bilgi ve iş yapma kabiliyeti bakımından yeterli olmadığının tespit edilmesi, hallerinde de adaylığına Adalet Yüksek Kurulu tarafından son verilme kararının verilmesi gerektiğinden bu değişikliğin yapılması gerekmiştir.
Madde 9.
2802 sayılı kanunun 47. maddesinin 3. fıkrasındaki "Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, hizmetin aksamaması için Adalet Bakanı, kadro durumu müsait bulunan bir yargı çevresindeki hakim veya savcıyı ihtiyaç duyulan başka bir yargı çevresinde görev yapmak üzere geçici olarak yetkili kılabilir." düzenlemesindeki Adalet Bakanı ibaresi Adalet Yüksek Kurulu başkanı olarak değiştirilmiştir.
Gerekçe: Adalet Yüksek Kurulunun hakim ve savcılarla ilgili karar veren kurul olması nedeniyle bu geçici yetkilendirme kararının da kurul başkanına verilmesinin, siyaseten yetkilendirmelerin önüne geçilmesinin sağlanması için bu değişiklik gerekmiştir.
Madde 10.
2802 sayılı kanunun 48. Maddesinin 3. Fıkrası "Hakim ve Savcılar, Adalet Yüksek Kurulunun izin vermesi koşuluyla adalet yüksekokulları ile hizmet öncesi, hizmet içi ve bir üst göreve hazırlama kurslarında meslek ile ilgili konularda ders ve konferans verebilirler." şeklinde değiştirilmiştir.
Gerekçe: Adalet Yüksek Kurulunun Hakim ve Savcılarla ilgili her türlü kararı vermekle yetkili olması, tüm özlük dosyasının burada tutulması nedeniyle yetkinliklerine göre bu şekilde eğitim, öğretim faaliyetlerine katılması kararını veren kurul olması gerektiğinden bu değişiklik yapılmıştır.
Madde 11.
2802 sayılı kanunun 49.maddesinin 1.fıkrası "Bilgi ve görgülerini artırmak, meslekleriyle ilgili staj ve araştırma yapmak, kurs, eğitim ve öğrenim görmek üzere seçilen ya da iç veya dış burstan yararlanan Hâkim ve Savcılar iki yılı; doktora yapmak üzere görevlendirilenler ise üç yılı aşmamak üzere Adalet Yüksek Kurulunca yurtdışına gönderilebilir. Bu süreler, gerekirse en çok bir katına kadar uzatılabilir." şeklinde değiştirilmiştir.
Gerekçe: Adalet Yüksek Kurulunun Hakim ve Savcılarla ilgili her türlü kararı vermekle yetkili olması, tüm özlük dosyasının burada tutulması nedeniyle yetkinliklerine ve mahkemelerin ihtiyaç durumunu bilebilecek durumda olması nedeniyle bu şekilde eğitim, öğretim faaliyetlerine katılması kararını veren kurul olması gerektiğinden bu değişiklik yapılmıştır.
Madde 12.
2802 sayılı kanunun 51. Maddesinin 1.fıkrası "Hakim ve Savcılar, Adalet Yüksek Kuruluna yazılı olarak başvurmak suretiyle mesleklerinden çekilme isteğinde bulunabilirler." şeklinde değiştirilmiştir.
Gerekçe: Hakim ve Savcı adaylığına kabul, mesleğe kabul kararını veren Adalet Yüksek Kuruluna meslekten çekilme talebinin yapılması gerekliliği bulunduğundan bu değişiklik yapılmıştır.
Madde 13.
2802 sayılı kanunu 62. Maddesi "Hakim ve Savcılara; sıfat ve görevleri gereklerine uymayan hal ve hareketlerinin tespit edilmesi üzerine durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca aşağıda yazılı disiplin cezalarından biri verilir:
a) Uyarma,
b) Kınama,
c) Kademe ilerlemesini durdurma,
ç) Derece yükselmesini durdurma,
d) Meslekten çıkarma
Gerekçe: Anayasanın 139.Maddesi "Hakimler ve savcılar azlolunamazlar, kendileri istemedikçe Anayasada gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa, aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz. Meslekten çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymiş olanlar, görevini sağlık bakımından yerine getiremeyeceği kesin olarak anlaşılanlar veya meslekte kalmalarının uygun olmadığına karar verilenler hakkında kanundaki istisnalar saklıdır." hükmü gereğince Hakimler ve Savcıların hiçbir şekilde özlük haklarından mahrum bırakılmayacağına dair hükmü bulunduğundan aylıktan kesme cezasının verilmesi Anayasanın hükmünü ihlal eder mahiyette olması nedeniyle kaldırılmıştır. Yer değiştirme cezası da Hakim ve Savcı ile birlikte ceza nedeniyle atandığı yeni görev yerinde hak arayan kişiler üzerinde olumsuz bir etki yapacağı, bir nevi cezanın yeni görev yerinde yaşayanlara verilmiş bir ceza olarak nitelendirilmesi sonucunu doğuracağından yer değiştirme cezası kaldırılmıştır.
Madde 14.
2802 sayılı kanunun 64. Maddesi Yürürlükten kaldırılmıştır.
Gerekçe: Aylıktan kesme cezası kaldırıldığından aylıktan kesme cezasının nasıl uygulanacağına dair belirlemeye ilişkin olması nedeniyle bu madde kaldırılmıştır.
Madde 15.
2802 sayılı kanunun 68.maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
Gerekçe: Yer değiştirme cezası kaldırıldığından bu maddedeki düzenlemeye ihtiyaç kalmaması nedeniyle kaldırılmıştır.
Madde 16.
2802 sayılı kanunun 67 maddesi fıkrasından sonra gelmek üzere;
c) Kusurlu veya uygunsuz hareket ve ilişkileriyle mesleğin şeref ve nüfuzunu veya şahsi onur ve saygınlığını yitirmek,
d) Yaptıkları işler veya davranışlarıyla görevini doğru ve tarafsız yapamayacağı kanısını uyandırmak,
e) Hatır ve gönüle bakarak veya kişisel duygulara kapılarak görev yaptığı kanısını uyandırmak,
f) Göreve dokunacak surette ve kendi kusurlarındın dolayı meslektaşlarıyla geçimsiz ve dirliksiz olmak,
g) Madde tayin ve deliller elde edilmemiş olsa bile, rüşvet aldığı veya irtikapta bulunduğu kanısını uyandırmak,
ğ) Doğrudan doğruya veya aracı eliyle hediye istemek ve görev sırasında olmasa dahi çıkar sağlamak amacı ile verilen hediyeyi kabul veya iş sahiplerinden borç istemek veya almak, hallerinde uygulanır.
Gerekçe: Yer değiştirme cezası kaldırıldığından derece ilerlemesinin durdurulması cezası verilmesini gerektiren eylem ve işlemler içerisine alınmıştır.
Madde 17.
"2802 sayılı kanunun 69. maddesinin 2 fıkrası " 68 inci maddenin (e) bendinde yazılı hallerden dolayı hangi sınıf ve derecede olursa olsun üç defa derece ilerlemesinin durdurulması cezası veya taksirli suçlar hariç olmak üzere, altı aydan fazla hapis veya affa uğramış olsa bile 8 inci maddenin (h) bendinde yazılı suçlardan biri ile kesin hüküm giymek meslekten çıkarılmayı gerektirir. Ancak, verilen cezanın 8 inci maddenin (h) bendinde yazılı suçlardan dolayı verilmemiş olması ve cezanın ertelenmiş, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 50 nci maddesindeki tedbirlerden birine çevrilmiş veya yüz seksen günden fazla adlî para cezası olması halinde meslekten çıkarma cezası yerine, yer değiştirme cezası verilir. " şeklinde değiştirilmiştir.
Gerekçe: Yer değiştirme cezasının disiplin cezası olarak verilmesi düzenlemesi kaldırıldığından bu düzenleme yapma ihtiyacı doğmuştur.
Madde 18.
“2802 sayılı kanunun 68.maddesinin 3. fıkrası “Birinci fıkra dışında kalan ceza mahkûmiyetlerinin ertelenmiş veya 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 50 nci maddesindeki ceza veya tedbirlere çevrilmiş olup olmadığına bakılmaksızın suçun niteliğine göre 64, 65, 66, 67 inci maddelerde sayılan disiplin cezalarından biri verilir. “ şeklinde değiştirilmiştir.
Gerekçe: Yer değiştirme cezasının disiplin cezası olarak verilmesi düzenlemesi kaldırıldığından bu düzenleme yapma ihtiyacı doğmuştur
Madde 19.
2802 sayılı kanunun 78. maddesinin 2. fıkrası” meslekten çıkarma cezasını gerektiren eylemler hariç olmak üzere, bu Kanuna göre disiplin soruşturmasını gerektiren eylemlerin işlenmesinden itibaren üç yıl geçmiş ise disiplin soruşturması açılamaz. Disiplin cezasını gerektiren eylemin işlendiği tarihten itibaren beş yıl geçmiş ise disiplin cezası verilemez “ şeklinde değiştirilmiştir.
Gerekçe: Yer değiştirme cezasının disiplin cezası olarak verilmesi düzenlemesi kaldırıldığından bu düzenleme yapma ihtiyacı doğmuştur.
Madde 20.
2802 sayılı kanunun 73.maddesi 5.fıkrası itiraz üzerine verilen kararlara karşı yargı yolu açıktır. İlk derece mahkemesi sıfatıyla görmek üzere ilgilinin görevine göre Yargıtay veya Danıştay bu davalara bakmakla görevlidir.
Gerekçe: Hak aramanın önünde engel olan tamamen idari karar mahiyetinde olan Adalet Yüksek Kurulu kararlarına karşı yargı yolu açılması gerektiğinden bu değişiklik yapılmıştır.
Madde 21.
2802 sayılı kanunun 78. Maddesinde geçen Adalet Bakanlığı ibaresi Adalet Yüksek Kurulu olarak değiştirilmiştir.
Gerekçe: Hakim ve savcılar hakkındaki özlük dosyalarının Adalet Yüksek Kurulunda tutulması ve her türlü kararın Adalet Yüksek Kurulu tarafından verilmesi nedeniyle Adalet Bakanlığı ibaresi Adalet Yüksek Kurulu olarak değiştirilmiştir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM : YARGI
GENEL HÜKÜMLER
MAHKEMELERİN TARAFSIZLIĞI VE BAĞIMSIZLIĞI
Hâkimler, görevlerinde tarafsız ve bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler.
Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.
Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz.
Yasama ve yürütme organları ile idare, her türlü mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez. Bu konudaki yaptırımlar kanunla ayrıntılı olarak düzenlenir.
HAKİMLİK MESLEĞİ VE HAKİMLİK TEMİNATI
Hâkimler, görevlerini, mahkemelerin bağımsızlığı ve mutlak hâkimlik teminatı esaslarına göre, yargısal etik kurallarına uygun olarak yerine getirirler.
Hâkimler, kanunda belirtilenlerden başka, resmî ve özel hiçbir görev alamazlar.
Hâkimlerin nitelikleri, atanmaları, hakları ve ödevleri, aylık ve ödenekleri, meslekte ilerlemeleri, görev yerlerinin geçici veya sürekli olarak değiştirilmesi, haklarında disiplin kovuşturması açılması ve disiplin cezası verilmesi, görevleriyle ilgili veya görevleri sırasında işledikleri suçlarından dolayı soruşturma yapılması ve yargılanmalarına karar verilmesi, meslekten çıkarmayı gerektiren suçluluk veya yetersizlik halleri ve meslek içi eğitimleri ile diğer özlük işleri mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.
Hâkimler azlolunamaz, kendileri istemedikçe yetmiş iki yaşından önce emekliye ayrılamaz; coğrafi teminatlarından mahrum bırakılamaz; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa, aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz.
Meslekten çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymiş olanlar, görevini sağlık bakımından yerine getiremeyeceği kesin olarak anlaşılanlar veya meslekte kalmalarının uygun olmadığına karar verilenler hakkında kanundaki istisnalar saklıdır.
SAVCILIK MESLEĞİ VE SAVCILIK TEMİNATI
Savcılar, görevlerini, mahkemelerin bağımsızlığı ve savcılık teminatı esaslarına göre, yargısal etik kurallarına uygun olarak yerine getirirler.
Savcılar, kanunda belirtilenlerden başka, resmî ve özel hiçbir görev alamazlar.
Savcıların nitelikleri, atanmaları, hakları ve ödevleri, aylık ve ödenekleri, meslekte ilerlemeleri, görev yerlerinin geçici veya sürekli olarak değiştirilmesi, haklarında disiplin kovuşturması açılması ve disiplin cezası verilmesi, görevleriyle ilgili veya görevleri sırasında işledikleri suçlarından dolayı soruşturma yapılması ve yargılanmalarına karar verilmesi, meslekten çıkarmayı gerektiren suçluluk veya yetersizlik halleri ve meslek içi eğitimleri ile diğer özlük işleri mahkemelerin bağımsızlığı ve savcılık teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.
İl ve ilçelerde savcıya bağlı olarak görev yapan adli kolluğun kuruluşuna ve çalışma usullerine ilişkin esaslar kanunla düzenlenir.
Savcılar azlolunamaz, kendileri istemedikçe yetmiş iki yaşından önce emekliye ayrılamaz; coğrafi teminatlarından mahrum bırakılamaz; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa, aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz.
Meslekten çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymiş olanlar, görevini sağlık bakımından yerine getiremeyeceği kesin olarak anlaşılanlar veya meslekte kalmalarının uygun olmadığına karar verilenler hakkında kanundaki istisnalar saklıdır.
HAKİMLİK VE SAVCILIK MESLEKLERİ ARASINDA GEÇİŞ
Yargı örgütünün gereksinimleri ya da görevin gerekleri dolayısıyla bir hâkimin savcılığa ya da bir savcının hâkimliğe atanması ancak ilgilinin rızası ile olur.
SAVUNMA MESLEĞİ VE BAROLAR
Savunma bağımsızdır ve yargının kurucu öğelerindendir.
Avukatlık, kamu hizmeti niteliğinde bir serbest meslektir.
Barolar ve Türkiye Barolar Birliği, kamu kurumu niteliğinde bağımsız meslek kuruluşlarıdır. Avukatlık mesleğine kabul, mesleğe hazırlama, mesleğin yerine getirilme koşulları ve disiplin konularında barolar ve Türkiye Barolar Birliği yetkilidir.
Baroların ve Türkiye Barolar Birliğinin bağımsızlığını zedeleyecek malî ve idarî denetim yapılamaz; bu kuruluşların kararları sadece yargı denetimine tabidir.
Baroların ve Türkiye Barolar Birliğinin oluşumu ve çalışma usulleri, savunmanın bağımsızlığı esası gözetilerek kanunla düzenlenir. Kanun, Türkiye Barolar Birliğinin oluşumuna baroların temsil ettikleri üye sayısıyla orantılı biçimde katılmalarını teminat altına alır.
KARARLARIN GEREKÇELİ VE KAMUYA AÇIK OLMASI
Mahkemelerde duruşmalar herkese açıktır. Ancak çocukların menfaatlerinin korunmasının veya davaya katılanların özel hayatlarının gizliliğinin gerektirdiği durumlarda veya aleniyetin adil yargılamaya zarar verebileceği hallerde, duruşmaların kısmen veya tamamen basına ve dinleyicilere kapatılması söz konusu olabilir. Bu tür bir istisnaî tedbir, davayı gören mahkemenin bunun kaçınılmaz olduğu sonucuna ulaşması şartıyla ve ölçülülük kuralına uygun olarak verilebilir.
Bütün mahkemelerin her türlü kararı gerekçeli olarak yazılır.
Mahkeme kararları kamuya açıktır. Kesinleşmiş bütün yargı kararları, üçüncü kişilere ilişkin bilgilerin korunması kaydıyla ilgili mahkemenin internet sitesinde yayımlanır.
YÜKSEK YARGI
ANAYASA MAHKEMESİ
ANAYASA MAHKEMESİNİN YAPISI
Anayasa Mahkemesi genel kurul ve iki daire halinde çalışmak üzere on sekiz üyeden oluşur.
Anayasa Mahkemesinin üyeleri şu şekilde seçilir:
(a) Cumhurbaşkanı, avukatlar ve üst kademe kamu görevlisi olarak çalışanlar arasından üye yapısındaki dengeyi gözeterek üç üye atar.
(b) Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu beş üye seçer. Bu seçim, her boş kadro için gösterilecek üç aday arasından yapılır. Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu, avukatlar arasından; Üniversitelerarası Genel Kurul, anayasa veya genel kamu hukuku alanlarında çalışan öğretim üyeleri arasından; il genel meclislerinin üyelerinden oluşan genişletilmiş meclis, avukatlar veya hukuk alanında çalışan öğretim üyeleri arasından üçer aday gösterir.
(c) Yargıtay Genel Kurulu, dört üyeyi; Danıştay Genel Kurulu, dört üyeyi; Sayıştay Genel Kurulu, bir üyeyi kendi başkan ve üyeleri arasından seçer. Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, bir üyeyi; en az beş yıldan beri görev yapmış olan raportörler arasından seçer.
Bütün seçimler, söz konusu genel kurulların üye tam sayısının üçte ikisinin gizli oyuyla gerçekleştirilir. Üye seçim süreci, eski üyenin görev süresi dolmadan önceki 60 gün içinde yapılır. Üyelik kontenjanının herhangi bir nedenle boşalası halinde, boşalmadan itibaren 60 gün içinde yeni seçim tamamlanır. Yeni bir üye seçilene kadar eski üye görevine devam eder.
Seçimlerin eşitlik ve saydamlık ilkeleri ışığında yapılması için bir Ön Eleme Komisyonu kurulur.
Anayasa Mahkemesi üyeliği için öngörülen üyelik kontenjanlarına, üç seçim üst üste aynı cinsiyette kişi seçilemez.
Anayasa Mahkemesinin kuruluşu ve yargılama usulleri kanunla; Mahkemenin çalışma tarzı ve üyeleri arasındaki işbölümü kendi yapacağı İçtüzükle düzenlenir.
ANAYASA MAHKEMESİ’NE ÜYELİK ŞARTLARI
Anayasa Mahkemesi’ne üye seçilmek için hukuk fakültesi mezunu olmak, 40 yaşını doldurmuş olmak ve Anayasa Mahkemesi üyesi olmanın gerektirdiği niteliklere sahip olmak gerekmektedir.
Avukat, öğretim üyesi, üst kademe kamu görevlisi ve yargıç kontenjanından seçilecek kişilerin, 15 yıllık mesleki tecrübeye sahip olması gerekmektedir.
Anayasa Mahkemesi üyelerinin görev süresi yedi yıldır. Yeniden seçilmek mümkün değildir. (Anayasa Mahkemesi üyelerinin üçte biri, üç yılda bir yenilenir.)
Üniversite öğretim üyeliği dışında başka bir iş Anayasa Mahkemesi üyeliği bağdaşmaz
Anayasa Mahkemesi üyeliği; bir üyenin yargıçlık mesleğinden çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymesi halinde kendiliğinden, görevini sağlık bakımından yerine getiremeyeceğinin kesin olarak anlaşılması halinde ise Anayasa Mahkemesinin üye tam sayısının salt çoğunlunun kararı ile son bulur.
ANAYASA MAHKEMESİ ÖNÜNDE GÖRÜLEBİLECEK DAVALAR
ÖN DENETİM DAVASI
Cumhurbaşkanı, mecliste üyesi bulunan bütün siyasi partiler, uluslararası antlaşmaların ve bunların uygun bulunmasına ilişkin kanunların, Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi veren kanunların ve meclis üyelerinin özlük işlerine ilişkin kanunların Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla, kanunun kabul tarihinden itibaren 7 gün içinde Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Anayasa Mahkemesi, 10 gün içinde kararını verir.
İPTAL DAVASI
Anayasa değişikliklerin, kanunların, parlamento karlarının ve meclis içtüzüğü değişikliklerinin, kanun hükmünde kararnamelerin Anayasa’ya aykırı olduğu iddiası ile Anayasa Mahkemesi’ne iptal davası açılabilir.
Anayasa Mahkemesi’ne iptal davası açmaya yetkili kişi ve organlar şunlardır:
-
Cumhurbaşkanı,
-
Toplam oy sayıları, son milletvekili genel seçimlerindeki geçerli oy sayısının en az yüzde beşini geçen siyasi partiler,
-
Türkiye Büyük Millet Meclisinde temsilcisi bulunan siyasi partiler veya bunların meclis grupları,
-
TBMM üye tam sayısının en az yirmide biri kadar üyesi,
-
Kendi varlık, görev ve yetkilerini ilgilendiren alanlarda Anayasada düzenlenen tüm organ, kurum ve kurullar ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve yerel yönetimler,
-
Kamu baş denetçisi,
-
Çevre ile ilgili konularda, Ekonomik, Sosyal Haklar ve Çevre Konseyi veya menfaatinin ihlal edildiği iddiasındaki kişiler.
İptal davası açma yetkisi, dava konusu düzenlemenin Resmi Gazetede yayımlanmasından sonra 90 gün sonra düşer.
İptal davası açıldığı derhal Meclise bildirilir. Bakanlar Kurulu ve milletvekilleri on gün içinde cevap hakkını kullanabilir.
İTİRAZ DAVASI
Mahkeme veya yargısal faaliyet gösteren bir kurul, yükümlü oldukları uyuşmazlığın herhangi bir aşamasında uygulayacakları kanun veya kanun hükmünde kararname hükmünün Anayasaya aykırı olduğu kanısına varır ya da tarafların bu konuda ileri sürdükleri iddiayı ciddi bulursa, bu sorunun çözümü için Anayasa Mahkemesine başvurur.
Anayasa Mahkemesi, işin kendisine gelmesinden başlamak üzere altı ay içinde kararını verir ve açıklar. Uyuşmazlık çözümü, bu süre içinde geri bırakılır. Altı aylık sürenin sonunda hala bir karar verilmemişse, uyuşmazlığı çözmekle yükümlü mahkeme veya kurul, Anayasa’ya aykırılık iddiasını kendi kanısına göre çözer. Anayasa Mahkemesinin, somut uyuşmazlığa ilişkin karar kesinleşmeden önce karar vermesi halinde bu karara uyulması zorunludur.
ANAYASA ŞİKAYETİ DAVASI
Herkes Anayasa’daki temel hak ve özgürlüklerinden herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine anayasa şikâyetinde bulunma hakkına sahiptir. Bu fıkrada geçen kamu gücü kavramı, yasama, yürütme ve yargı erklerinin istisnasız bütün eylem, işlem ve ihmallerini kapsar.
Ağır bir temel hak ihlalin söz konusu olduğu hallerde, kamu baş denetçisi de doğrudan anayasa şikâyetinde bulunabilir.
Anayasa şikâyeti yapabilmesi için etkili ve olağan yargı yollarının tüketilmesi şarttır. Sonradan düzeltilemeyecek ağır sakıncaların ortaya çıkacağı hallerde ya da anayasa şikâyetinin önemli bir soruna ışık tutacak olması hallerinde; Anayasa Mahkemesi, diğer başvuru yollarının tüketilmesi koşulunu aramayabilir.
Anayasa şikâyeti davasının sonuçlarından etkilenecek gerçek ve tüzel kişiler davaya görüş sunabilirler. Anayasa Mahkemesi, davanın etkili bir şekilde sonuçlanması için tüm özel ve kamu kişilerinden görüş isteyebilir.
İHMAL YOLUYLA ANAYASA’YA AYKIRILIK
Anayasa Mahkemesi, cumhurbaşkanının istemi üzerine, yasama erkinin Anayasa hükümlerinin uygulanması için zorunlu yasal düzenlemeleri yapmadığını tespit edebilir. Yasama erkinin ihmalinden kaynaklanan anayasaya aykırılık parlamentolara yazıyla bildirilir.
ORGAN DAVASI
Bir anayasal organ, bir başka anayasal organın Anayasa’da düzenlenen kurallara uygun hareket etmediği iddiası ile Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilir. Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın konuyla ilgili hükmünü yorumlayarak uyuşmazlığı çözüme bağlar. Bu konudaki ayrıntılar kanunla düzenlenir.
ANAYASA MAHKEMESİNİN KARARLARI
Anayasa Mahkemesi, anayasa değişikliklerinin, kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin, parlamento kararlarının ve Meclis İçtüzüğünün Anayasa’ya uygunluğunu biçim ve esas yönünden denetler. İlan kararları yalnız biçim yönünden denetlenir.
Anayasa Mahkemesi, yaptığı inceleme sonucunda anayasaya aykırılık tespit ederse iptal veya yokluk kararı verir. Esas yönünden iptaline veya yokluğuna karar verilen bir norm, hiçbir değişiklik yapılmadan yeniden çıkartılamaz.
Anayasa Mahkemesi, hukuki güvenlik ilkesine uymak şartıyla, iptal kararının zaman bakımından etkisini bizzat belirler. Bu kapsamda, iptal kararının yürürlüğü en çok bir yıl ertelenebilir. İptal kararının yürürlüğünün ertelenmesi halinde, erteleme süresinin bitmesinden bir ay önce yasama organlarına yeniden çağrı yapılır.
Dava konusu normun Anayasaya uygun yorumlanma olanağı varsa bu yorum, kararın hüküm kısmında açıkça belirtilmek şartıyla başvurunun reddine karar verilebilir.
Anayasa Mahkemesi, talep üzerine veya kendiliğinden geçici tedbir kararı verebilir. Geçici tedbir kararı verilmesi durumunda bir ay içinde kararını verir ve yayımlar. Aksi takdirde, tedbir kararı kendiliğinden kalkar.
Anayasa şikâyeti davalarında, temel hak ve özgürlüklerden birinin ihlal edildiği sonucuna ulaşılması durumunda, mağdurun ihlalden önceki duruma dönmesini sağlayacak ve kamuoyunun konuyla ilgili olarak hakikati öğrenme hakkına saygı gösterilecek şekilde karar verilir. Bu amaçla verilebilecek karar türleri sınırlı sayıda değildir. Ayrıntılar, kanunla düzenlenir.
Anayasa Mahkemesi kararları, Resmi Gazetede en geç bir hafta içinde gerekçeli olarak yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organları, idare makamları ile bütün gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Anayasal gerekliliklerden dolayı olayla sınırlı ve yalnızca taraflar için bağlayıcı karar verilebilmesi mümkündür. İlke kararı niteliği taşımayan anayasa şikâyeti kararları, ara kararlar, kabul edilmezlik kararları ile geçici tedbir talebinin reddine ilişkin kararların Resmi Gazetede yayımlanmamasına karar verilebilir. Bu kararlar, resmi internet sitesinde yayımlanır.
Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu herhangi bir kararın Türkiye’nin tarafı olduğu uluslararası bir sözleşmeye aykırılığının tespit edilmesi, yargılamanın yenilenmesi nedenidir.
Burada ifade edilenler dışında, yeni karar türleri kanunla düzenlenebilir.
YÜCE DİVAN SIFATIYLA YARGILAMA YETKİSİ
Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanı, Başbakan, Bakan, Anayasa Mahkemesi başkanı veya üyesi, Yargıtay Başkanı veya üyesi veya başsavcısı, Danıştay başkanı veya üyesi veya başsavcısı, Sayıştay Başkanı veya üyesi veya başsavcısı, Hâkimler Yüksek Kurulu başkanı veya üyesi, Genel Kurmay Başkanı, Kuvvet Komutanı sıfatlarından biri veya birden fazlasını taşımış veya taşımakta olan ve bu sıfatlardan birini taşırken göreviyle ilgili suç işlemiş kişiler, bu suçlarından dolayı Yargıtay önünde yargılanırlar.
Yargıtay, yürürlükteki ceza ve ceza usul hukuku hükümlerine dayanarak gerçekleştireceği bu yargılamayı “Yüce Divan” sıfatıyla yapar. Yüce Divan sıfatıyla yapılacak yargılamada, Yargıtay Ceza Dairelerinin Başkanları görev alır. Bu yargılamada savcılık görevini Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı yerine getirir.
Suçun iştirak halinde işlenmesi halinde, diğer kişiler de Yüce Divan önünde yargılanırlar.
ANAYASA MAHKEMESİNİN DİĞER GÖREV VE YETKİLERİ
Anayasa Mahkemesi, siyasal partileri denetler, yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına, TBMM üyeliğinin düşmesine karşı açılan davalara bakar.
Anayasa Mahkemesi, siyasi partilerin mali denetiminde Sayıştay’dan yardım alabilir.
Anayasa Mahkemesi’ne kanunla başkaca yetkiler tanınabilir.
YARGITAY
Yargıtay, adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adlî yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.
Yargıtay üyeleri, birinci sınıfa ayrılmış adlî yargı hâkim ve Cumhuriyet savcıları arasından Adalet Yüksek Kurulunca seçilir.
Yargıtay Birinci Başkanı, birinci başkanvekilleri, daire başkanları ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Cumhuriyet Başsavcı Vekili, kendi üyeleri arasından Yargıtay Genel Kurulunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ve gizli oyla yedi yıl için seçilirler; süresi bitenler yeniden seçilemez.
Yargıtayın kuruluşu, işleyişi, Başkan, başkanvekilleri, daire başkanları ve üyeleri ile Cumhuriyet Başsavcısı ve Cumhuriyet Başsavcıvekilinin nitelikleri ve seçim usulleri, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.
DANIŞTAY
Danıştay, idarî mahkemelerce verilen ve kanunun başka bir idarî yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.
Danıştay, davaları görmek, Başbakan ve Bakanlar Kurulunca gönderilen kanun tasarıları hakkında görüşünü bildirmek, tüzük tasarılarını ve kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerini incelemek, idarî uyuşmazlıkları çözmek ve kanunla gösterilen diğer işleri yapmakla görevlidir.
Danıştay üyelerinin dörtte üçü, birinci sınıf idarî yargı hâkim ve savcıları (ile bu meslekten sayılanlar) arasından Adalet Yüksek Kurulu; dörtte biri, nitelikleri kanunda belirtilen görevliler arasından Cumhurbaşkanı tarafından seçilir.
Danıştay Başkanı, Başsavcı, başkanvekilleri ve daire başkanları, kendi üyeleri arasından Danıştay Genel Kurulunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ve gizli oyla dört yıl için seçilirler. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler.
Danıştayın, kuruluşu, işleyişi, Başkan, Başsavcı, başkanvekilleri, daire başkanları ile üyelerinin nitelikleri ve seçim usulleri, idarî yargının özelliği, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir. Ulusal ve uluslararası çevre mevzuatının uygulanacağı davalara bakmak üzere özel bir daire kurulur.
ADALET YÜKSEK KURULU
KURULUŞ
Adalet Yüksek Kurulu, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar.
Adalet Yüksek Kurulu on beş oluşur; Genel Kurul ile biri adlî yargı hâkimlerinin, biri adlî yargı savcılarının, biri idarî yargı hâkimlerinin özlük işlerinden sorumlu üç daire halinde çalışır.
Kurul üyelerinin üçü Yargıtay, üçü Danıştay Başkan ve üyelerinin; üçü Yargıtay Cumhuriyet Savcılarının; kendi aralarında ve gizli oyla yapacağı seçimle belirlenir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, en az biri hukukçu olmak üzere üç üyeyi Yükseköğretim Eşgüdüm Kurulunun üniversite öğretim üyeleri arasından; üç üyeyi Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulunun/Yönetim Kurulunun avukatlar arasından göstereceği üç katı kadar aday içinden seçer. Türkiye Büyük Millet Meclisinin yapacağı bu seçimden önce, adaylar, Mecliste grubu bulunan her siyasal partinin eşit sayıda temsil edileceği bir komisyon tarafından dinlenir. Bu komisyon, her bir adayın başvuru dosyasını inceleyerek hazırlayacağı raporu Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna sunar. Türkiye Büyük Millet Meclisi, seçimini üye tamsayısının üçte iki çoğunluğuyla ve gizli oyla yapar.
Adalet Yüksek Kurulu üyelerinin görev süresi altı yıldır. Süresi biten üye yeniden seçilemez. Kurul üyeleri, görevlerinin devamı süresince kanunda belirlenenler dışında başka bir görev alamazlar veya Kurul tarafından başka bir göreve atanamaz ve seçilemezler.
Adalet Yüksek Kurulunun, adlî yargı hâkimlerinin özlük işlerinden sorumlu dairesinde, Yargıtay, bölge adliye mahkemeleri ve ilk derece adliye mahkemelerinden seçilen yedi hâkim üye ile Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilen bir avukat ve bir öğretim üyesi; adlî yargı savcılarının özlük işlerinden sorumlu dairesinde Yargıtay, bölge adliye mahkemeleri ve ilk derece adliye mahkemelerinden seçilen yedi savcı üye ile Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilen bir avukat ve bir öğretim üyesi; idarî yargı hâkimlerinin özlük işlerinden sorumlu dairesinde, Danıştay, bölge idare mahkemeleri ve ilk derece idare mahkemelerinden seçilen yedi hâkim üye ile Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilen bir avukat ve bir öğretim üyesi görev yapar.
Adalet Yüksek Kurulu içindeki her bir dairenin üyeleri, gizli oyla ve salt çoğunlukla daire başkanlarını seçerler. Daire başkanlarının katılımıyla Adalet Yüksek Kurulunun genel yönetiminden sorumlu bir Başkanlık Kurulu oluşturulur. Başkanlık Kurulu üyesi daire başkanlarından her biri, Adalet Yüksek Kurulunu temsil etmek üzere iki yıl için başkanlık görevini üstlenirler.
Adalet Yüksek Kurulunun kendisine bağlı bir Genel Sekreterliği ve Teftiş Kurulu bulunur. Genel Sekreter ile Teftiş Kurulu Başkanı ve Teftiş Kurulunda görev yapacak hâkim müfettişler Genel Kurulun teklifi üzerine Başkanlık Kurulu tarafından atanır.
Adalet Bakanı, Kurulun daveti ya da kendi istemi üzerine, gerekli gördüğü açıklamaları yapmak ya da bilgileri paylaşmak amacıyla Adalet Yüksek Kurulu toplantılarına katılabilir.
Adalet Yüksek Kurulunun kuruluşu, dairelerin ve Genel Kurulun görev ve yetkileri, toplantı ve karar yeter sayıları, çalışma usulleri ile Genel Sekreterlik ve Teftiş Kurulunun oluşum biçimi ve görev ve yetkilerine ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir.
GÖREV VE YETKİLERİ
Adalet Yüksek Kurulu, yargının yönetim ve denetimi ile adlî ve idarî yargı hâkim ve savcılarının özlük işlerinden sorumludur.
Kurul, adlî ve idarî yargı hâkim ve savcılarını mesleğe kabul etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci sınıfa ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapar; meslek öncesi ve meslek içi eğitim işlerini planlar ve yürütür; yargıya ait bütçe taslağını hazırlar ve bütçenin uygulanmasını gözetir; mahkemelerin çalışmalarını denetler ve değerlendirir; yargıyla ilgili kanun taslakları hazırlar ve hazırlanan taslaklar hakkında görüş bildirir; kendi varlık ve görevlerini ilgilendiren konularda Anayasa Mahkemesinde iptal davası açabilir; Anayasa ve kanunlarla kendisine verilen diğer görevleri yerine getirir.
ÇALIŞMA USULLERİ
Adalet Yüksek Kurulunun çalışmalarında ve kararlarında açıklık esastır. Kurulun toplantı gündemi, tutanakları ve kararları internet sayfasında yayımlanır.
Adalet Yüksek Kurulu, her yıl, kendi çalışmaları, yargının durumu, gereksinimleri ve Kurulun bu konudaki görüş ve önerilerine ilişkin olarak hazırlayacağı raporu kamuya sunar.
Kurulun bütün kararlarına karşı yargı yolu açıktır.