Kamuoyuna Duyuru
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Açık Mektubumuzdur.
Geçmişten beri hem yapısı hem işleyişi hem de ürettiği adaletle yargımız, toplumda karşılık bulmakta güçlük çektiği gibi güven açısından da yaşamsal bir krizin içindedir. Üstelik 2010 ve 2017 Tarihli Anayasa Değişiklikleri ile bu kriz büyümüş ve güvensizlik de artmıştır. Sürekli bir değişim, sistemin geneline hakim demokrasi ve hukuk bilinci eksikliği, yargı mensuplarının bilimsel ve hukuksal yetersizlik içinde kıvranması, işler görünen çarkın evrensel hukuk kuralları cephesinden bakıldığında değersiz sonuçlar üreten can yakan, can alan kararların verildiği içi boş mahkeme salonlarına hapsedildiği, yargının yürütmenin yedeğine itildiği bir manzarayı doğurmuştur.
Oysaki kapsamlı ve güvenilir bir hukuk sistemi, sloganlar, mitler ve komplo teorilerinden pratiğe evirilerek; hak, eşitlik, özgürlük temelinde yapılandırılırsa uygar bir düzeye ulaşabilecektir.
Tüm dünyada yargı kuralları, Kuvvetler Ayrılığı İlkesi’ne saygı bağlamında, "hukuk devleti"nin en önemli unsurlarından biri olan Yargı Bağımsızlığı İlkesi’ni etkili bir biçimde hayata geçirme, yargıç güvencesini sağlama adaletin etkinliğini ve kalitesini teşvik etme, yargıya güveni temin etmeye yardımcı olmak maksadıyla yapılandırılmıştır. Bizim anayasamızda da yargı ayrı bir erk olarak kabul edilmiştir. Ancak hiçbir zaman ayrı bir erk gibi davranmasına izin verilmemiştir. Yargının en üst kurulu yürütmenin içerisinde eritilmiştir. Halen Kurul başkanı Adalet Bakanı’dır. Kurulun bir kısım üyeleri Cumhurbaşkanı tarafından, bir kısmı da TBMM tarafından seçilmektedir. Anılan kuralın pratikteki yansıması ise aynı siyasi iradenin birden fazla tercih hakkına sahip olması ve seçmesi şeklinde kendisini göstermektedir. Seçim mevzuatındaki hukuka aykırılıklar gözetildiğinde, millet iradesinin Meclis’e doğru biçimde yansımadığı da bilinmektedir. Yürütmenin içinde eritilerek oluşan HSK; Yargıtay, Danıştay, Bölge Adliye, Bölge İdare Mahkemeleri üyeleri ile tüm ülkede görev yapan yargıç ve cumhuriyet savcılarının atama, yetkilendirme, terfi ve teftiş işlemlerini yapmaktadır. Bizler Yargıçlar Sendikası olarak sistemle ilgili sorunların çözümü için çözüm iradesi sergileyecek liyakatli, hukuku eğip bükmeden siyasetin gölgesinde bırakmayacak bir Hakimler ve Savcılar Kurulu istiyoruz.
Yine bizler siyasete yol açmak için yargıyı araçsallaştırmayacak, Yargıç Teminatı İlkesi’ni hayata geçirecek bir Hakimler ve Savcılar Kurulu istiyoruz. Bu nitelikte bir Kurul’un oluşumu için Meclisimizin milletin verdiği vekalet görevini gereği gibi yerine getirmesini bekliyoruz.
TBMM iradesinin yürütmeye bağlanmasının sonuçlarını en olumsuz bir şekilde yaşarken, yargının da tamamen yürütme organına bağlanması sonucunu doğurur şekilde üye paylaşmak siyasallaşan yargı görüntüsünü pekiştirecektir.
Bu bağlamda bağımsız ve tarafsız olması gereken yargıyı tamamen yürütme organına teslim eden bu nitelikte bir kurulun oluşmaması için Meclisimizi sorumlu davranmaya davet ediyor ve seçimlerde bu mesuliyet duygusu ile bağımsız ve tarafsız bir yargının inşasına hizmet edecek üyelerin belirlenmesi gerektiğini, toplumumuza ve geleceğimize vicdan temelinde yükselen bir adalet sistemini borçlu olduğumuzu, farklı yaklaşımın ise yargının geleceği konusunda tarihsel sorumluluk doğuracağını hatırlatıyoruz.
Yargıçlar Sendikası Yönetim Kurulu