YOL HARİTAMIZA DAİR...

YOL HARİTAMIZA DAİR...

Yol haritamıza dair;

    Yargıçlar sendikası tüzüğünün 17. Maddesi gereği, 9-10 Eylül 2023 tarihinde gerçekleştirdiğimiz genel kurulda, kurullar bakımından yapılan seçimin sonuçları kesinleşmiş ve yönetim kurulu oluşturulmuştur. Sendikamız kuruluşundan itibaren, temel hak ve özgürlüklerin korunması, hukuk devletinin varlığı, geliştirilmesi ve sürekliliğinin sağlanması, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı, yargıç güvencesi, hak arama özgürlüğünün ulusal, uluslararası ve ulus üstü her düzeyde kabul edilmiş ilke ve ölçütlerle  herkes için etkin biçimde sağlanması, adil yargılama koşul ve kurallarının etkin biçimde gerçekleştirilmesi, yargının toplumsal saygınlık ve güvenilirliğinin sağlanması için anayasal, ulus üstü ilkeler ve evrensel değerlerden beslenerek örgütlü mücadelesini bugüne taşımıştır. 

     Önümüzdeki üç yıllık süreç, yine tüzük gereği genel kurul tarafından alınan kararların yerine getirilmesi ile sendikamızın amaç ve ilkeleri doğrultusunda uygulama ve çalışmaların yürütülmesine özgülenecektir. Bu amaçla da süreç bakımından, bir yol haritası ile bu yola eşlik edecek değerlerin belirlenip sınırlandırılması gerekmektedir. 

      Sendikamız bugüne dek tüzükte yer alan amaçlar kapsamında sınırlı üye sayımız, sınırlı olanaklarımıza karşın olanca gücüyle mücadele ederek kendisini var etmiştir. Ancak;  açık ya da örtülü biçimde otokrasiye evrilen dünya düzeni egemenlerinin demokrasileri artık yalnızca bir maliyet unsuru olarak gören anlayışından; içinde bulunduğumuz coğrafya ile birlikte; açık, çoğulcu ve katılımcı bir demokratik toplumu öngören anayasal demokrasimiz de olumsuz etkilenmektedir.. Sendikamız, tüm kısıtlılıklara, örgütlenme ve ifade özgürlüklerine yönelik tüm baskılara karşın, toplumun adalet arayışının ancak tarafsız ve bağımsız bir yargı ile sağlanabileceğini, bunun özgür yurttaş, birlik içinde güçlü bir toplum beklentimizin temel taşı olduğunu her alanda savunmuştur. Bundan sonra da, bu ortak değer ve ilkeler için ülkemizdeki otoriterleşme eğilimlerine, çoğulculuk ve katılım yerine çoğunlukçuluk ve ayrışma anlayışına karşı; toplumumuzun dayanışmacı ruhuna, hoşgörü kültürüne ve bir olup bütünleşerek  güçleneceğimize olan inancına güvenmeyi sürdüreceğiz. Bizler; “karanlığın en yoğun olduğu zamanlarda bile ışığı umut etmeye hakkımız olduğuna”  inanarak, umudumuzu hep canlı tutacağız. 

     Anayasal demokrasimizin, güçler ayrılığı ilkesi üzerine kurulmuş devlet iktidarının hukuk devleti niteliğinin en temel öncülünün; yürütmenin her türlü etki ve yönlendirmesinden bağışıklanmış yargı gücü ve onun öznesi  olan hukuksal güvenceleri ile bağımsız, üstün mesleki etik ilkeleri ile tarafsız ve üstün hukuk ilkelerini yaşama geçirebilen mesleki özgüveni olan yargıçlar olduğu tartışmasızdır. Sendikamız; bundan sonra da gücünü ülkemizde yargı bağımsızlığı, yargıç tarafsızlığına olan sarsılmaz inancından almaya devam edecektir.

    Sendikamız; yargı kamuoyunun her bir üyesinin bu temel değerleri paylaştığına inanarak, bu değerleri korumak ve yargı bağımsızlığını güçlendirmek için örgütlü mücadelesini sürdürmektedir. Şimdi; değerler üzerinde ortaklığımızı örgütlü mücadelemizi kitleselleştirerek daha etkin hale getirmek gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle; meslektaşlarımızı sendikamıza üye olarak güç katmaya çağırıyoruz.

    Meslektaşlarımızın katılımıyla güçlenecek örgütlü mücadelemizin; bir şeye karşı değil; tamamen mesleki önceliklerle yapıcı, dayanışmacı, kapsayıcı, çözüm odaklı, tüm anayasal kurumlar ve toplumsal kesimlerle işbirliği içinde yürütülmesi gerektiğine inanıyoruz. Kısa geçmişimizde; siyasetin öncelikleri ile oluşturulan ayrıştırıcı ve tepkisel duyarlılıklara dayanan örgütlenme biçimlerini reddediyoruz. Örgütlenmemizin; yargıç tarafsızlığı ve bağımsızlığının gerek nesnel, gerekse öznel görüntüsü bakımından;  her türlü siyasal tercih, toplumsal sınıf, zümre, etnik yapı ya da inanç biçiminden, her türlü hukuksal veya hukukdışı güç odağının etki ve egemenliğinden bağışıklanmış tam bir mesleki özgüvene dayanan sivil bir anlayışla gelişmesi gerektiğini düşünüyoruz. Değerlerimizi ilkesiz ortaklıklarla ve güç odaklarının kibirli desteğiyle  değil; ancak mesleki onurumuz ve toplumsal saygınlığımız ile bir araya gelerek savunabileceğimize inanıyoruz.

    2012 yılından bu yana, Sendikal mücadelemizde savunmaya ve yaşatmaya çalıştığımız ve giderek genel kabul gördüğüne inandığımız ve bundan sonra da ödünsüz savunacağımız mesleki ilke  ve gerekleri hatırlatmayı anlamlı buluyoruz: Bize göre;

-Yargı organı ve yargı organının kurumları olan mahkemeler ile yargılama faaliyetinin özneleri olan yargıçlar ve savcılar;  tarihsel, toplumsal ve anayasal konumları gereği “tarafsız”, tarafsızlıklarının bir öncülü olarak mutlaka “bağımsız” olmak zorundadır.

-Bunun bir gereği olarak yargıç ve savcılar, tarafsızlığın nesnel ve öznel görünümlerinin gerektirdiği özveriyi yaşamın her alanında “gönüllü” olarak kabul etmeli, mesleğinin toplumsal işlev ve saygınlığıyla yetinmeyi bilmeli, bunu biricik zenginliği olarak kabul etmelidir.

-Bağımsızlık kurumsal ve kişisel olarak “sorumsuzluk” anlamına gelmediği gibi, aksine anayasal yetki ve görevleri ile çok önemli toplumsal işlevlerinin bir sonucu olarak yargıç ve savcıların; hukukun üstünlüğünün sağlanması, hukukun vazgeçilmezi olarak toplumun “adalet” gereksiniminin “tatmini” bakımından, “yüksek bir vicdan” ve “hakkaniyet” ile “insani ve toplumsal sorumluluk” taşıması gerekmektedir.

-Bizim de içinde yer aldığımız çağdaşımız toplumların tarihsel ve toplumsal süreç içinde elde ettiği deneyimlerle oluşturduğu demokratik toplum gereklerine uygun olarak Anayasamızda demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olarak nitelenen Cumhuriyetimizin; yargı dışındaki organları olan yasama ve yürütme organları anayasal ve yasal yetki ve görevlerini, yargı organıyla aralarında “medeni iş bölümü” gereği, yargının anayasal ve toplumsal işlevine uygun olarak etkin, etkili, yetkin ve saygın konumunu koruyacak biçimde yerine getirmeli; yargı bağımsızlığının yasamanın anayasal yetki ve görevlerini, yürütmenin anayasal ve yasal yetki ve görevlerini hukukun üstünlüğü çerçevesinde yerine getirmesinin de güvencesi olduğunu bilerek, yargı organı ile ülkemize özgü olarak süregelen çatışma dili ve algısı yerine, iş bölümü içinde devletimizin anayasal niteliklerinin korunup geliştirilmesinde “ortak” olarak algılamalıdır.

-Yargı; bir anayasal organ olarak, hukukun üstünlüğünün sağlanması, toplumda hukukun amaçladığı adaletin kurulması, toplumsal ya da kişisel her türlü uyuşmazlık ya da çatışmada adaletin korunması ya da kurulup, korunması amacı dışında, hiçbir amaca hizmet etmemelidir

-Şimdi; tüm bu mesleki ilke ve toplumsal gereksinimleri savunmak ve hayata geçirmek için örgütlü gücümüzü arttırmak zamanıdır. Örgütlenme için; en temel önceliğimiz meslektaşlarımızı arasında sendikal örgütlenmeye yönelik duraksamaları gidermek olmalıdır. Savunduğumuz ilke ve değerler, sendikamızın meslektaşlarımız arasındaki en güçlü meşruiyet kaynağıdır. Örgütlülüğümüz; kişisel değer ve nitelikleri bakımından hiçbir meslektaşımızı dışlamadan; sadece mesleki özgüvene dayalı yargı bağımsızlığı, yargıçlık teminatı ve hukuk devleti ilkelerini savunmak ve gerçekleştirmeyi amaçlamaktadır. Bu bakımdan; yargının anayasal konum ve gereklerini hayata geçirmek için yasama ve yürütme organları ile tüm  toplumsal kesimlerle çatışma değil, çözüm odaklı bir işbirliği içinde olmak istemektedir. Bunun için sorunların ne olduğunun, önceliklerinin ve çözümünün nasıl olması gerektiğinin katılımcı bir anlayış ve hoşgörü içinde belirleneceği bir örgüt içi demokrasi ve tüm bileşenlerle dayanışma  anlayışını benimsiyoruz.

-Yol haritamızı,  ilke ve değerlerimizi paylaşan meslektaşlarımızın daha da güçlendireceği genel kurulumuzu, teknolojik araçlardan yararlanarak dinamik ve sürekli çalıştırarak her bir üyemizin katkısını alarak belirlerken; yönetim kurulu olarak tam bir sorumluluk ve disiplin içinde hedeflerimize ulaşmaya çalışacağız. Şimdi her bir üyemizin; sendikamızın ilke ve değerlerini, sendikal anlayışını meslektaşlarımızla uygun her ortamda paylaşmasını ve üyelik katılımlarımızla gücümüze güç katmayı ve bu yolla sendikamızın içinde bulunduğıu kitleyi temsil etme yeteneğini arttırmayı çok önemsiyoruz.

-Sendikal gücümüz ve temsil yeteneğimizi arttırırken; yargı kamuoyunun tüm unsurlarının paylaştığına  inandığımız ilke ve değerlerimizden aldığımız özgüvenle sivil toplum örgütleri ile de işbirliğini geliştirerek; kamuoyu duyarlılığı ve desteğini arttırmak için her türlü işbirliği zeminini oluşturmaya çalışacağız. 

-Sendikamız bugüne dek, güçler ayrılığı ilkesinin gerektirdiği yargı bağımsızlığına ve yargı kurumlarına  ilişkin düzenlemeler konusunda önerilerini TBMM, Adalet Bakanlığı ve siyasal partiler ile paylaşmıştır. Bundan sonrasında da bu yöndeki çalışmalar bakımından, tüm sivil toplum örgütleri ve üniversiteler ile iş birliği yaparak görüşlerimizi, yasama, yürütme organları ve toplum kesimleri nezdinde görünür kılacağız.

-Yine anayasa tartışmaları kapsamında, sendikamızın kuruluş amaçlarına uygun olarak temel hak ve özgürlüklerin korunması, geliştirilmesi yönünde çalışmalar yürütülmelidir. Anayasa bakımından evrensel ilkelere aykırı yöntem ve önerilere karşı; evrensel hukuk değerlerini, üstün hukuk ilkelerini, demokratik toplumunun gerektirdiği çoğulculuk, katılımcılık ve hoşgörü değerlerini, insanlık ailesinin onurlu bir üyesi olan ulusumuzun hak ettiği saygınlığa yakışır bir anayasa ve hukuk düzeni için  üniversiteler, hukuk dernekleri, yargı kamuoyu ve toplum kesimleri ile işbirliği içinde bulunacağız. 

-Pek çok yargı mensubunun rahatsızlık duyduğu dolayısıyla adaletin tesisi bakımından ciddi engeller doğuran sorunlara dikkat çekecek  ve bu alanda meslektaşlarımız ile uzlaşma zemini bularak mücadelemizi güçlendireceğiz: Mesleğe alımdan başlamak üzere, eşitlik ilkesini zedeleyen özlük haklarına ilişkin düzenlemeler, adil yargılanma hakkının ihlalinde pay sahibi olan iş yükü, hedef süre gibi sorun ve düzenlemeler, kıdem ve liyakat ilkeleri ile örtüşmeyen atamalara izin veren uygulama ve düzenlemeler, evrensel ilkeleri gözetmeyen disiplin işlem ve düzenlemeleri, yargı etiği ve yargıç güvencesi ile bağdaşmayan uygulamalar gibi sorunlarımızı gündemde tutarak, tüm meslektaşlarımızla uzlaşma arayışı ile çözümün parçası olmaya çaba göstereceğiz. 

Burada değinilen hedeflerin büyüklüğü, sayı ve olanaklarımızın kısıtlılığı karşısında umut kırıcı olmamalıdır. Sadece, başka türlü olabileceğinin örneklerini sunmanın ve inançla çabasını göstermenin  toplumsal sorumluluğumuzun bir gereği olduğunu hatırda tutmalıyız.

-Bu kapsamda Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında; bağımsız yargı ve güçler ayrılığı temelinde hukuk devletini, toplumsal eşitlik, yoksulluk ve engelli ve toplumsal yoksunluk yaşayan  bireyler ile ücret politikaları temelinde sosyal devleti, ifade özgürlüğü, inanç özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü temelinde demokratik toplum gereklerini tüm tarafları ile birlikte ve her yönüyle irdeleyebileceğimiz ve bu bakımdan bilim insanlarına ve üyelerimize danışarak oluşturacağımız önerilerimizi kurumlar ve tüm toplumsal kesimlerle paylaşabileceğimiz bilimsel toplantılar ve çalıştaylar gündem ve hedefimizde olmalıdır.

-Yine bu dönemde yargı kamuoyunu ilgilendiren sorunlara yönelik çalışmaları da gündemde tutacağız.. İnsanlık ailesinin genel kabul görmüş evrensel ilkeleri ile ulus üstü metinlerin bu anlamda önemli birer gösterge olmaları nedeniyle Venedik raporları dahil bu alandaki metinleri gözden geçirerek yargıç tanımı, davranışı, yargı etiği, yargıcın ifade özgürlüğü, bu alanı zehirleyen etki ya da etkinliklerin açığa çıkarılması gibi sorunlar üzerinde çalışacağız.

-Yargıç ve savcı meslektaşlarımızın vazgeçilmez toplumsal gereksinim olan adalet hizmetinde üstlendiği görevlerinin gereği gibi yerine getirilmesindeki zorunluluk da gözönünde bulundurularak; kamusal sağlık hizmetlerinden yararlanmada kolaylık, yargıçlar bakımından sağlık hizmetleri standartı ve ücret bakımından farklılıkların kaldırılması, mesleğin başındaki meslektaşlarımızın yoksulluk sınırında maaşlarının, mesleğimizin toplumdaki saygınlığının  gerektirdiği yaşam koşullarına  uygun tutarlarda belirlenmesi gibi konularda kamuoyu oluşturmaya ve karar vericileri etkilemeye çaba göstereceğiz.

Dileğimiz elbette evrensel değerlerden beslenen bir hukuka yaslanan hukuk devleti içerisinde, eşitliğin, hak ve özgürlüklerin, barışın tesis edildiği toplumsal bir yaşam ve bunun teminatını teşkil eden bağımsız ve tarafsız yargıdır. Sendikamız ise bu hedefi yüksek sesle dile getiren, ihtiyaçları toplum kesimleri nezdinde görünür kılmaya çalışıp, çözüm önerileri getirmeye çabalayan bir sivil toplum kuruluşudur. Değeri ve önemi içeriden gelen bu sestedir. 

O nedenle sesimizi, sözümüzü eksik etmeden bu dönemde de; aydınlanma yoluna bir taş eklemek için tüm gücümüzle çalışmalıyız.

                                                                       

                                                                                                                                                                                                                                                      YARGIÇLAR SENDİKASI

                                                                                                                                                                                                                                                           YÖNETİM KURULU